21 Aralık 2017 Perşembe

#UYUYANGÜZEL


Herkesin bildiği uyuyan güzel masalını birde benden dinleyin derim. Çünkü günümüzde tevekkülü yetip bu masalı bilen kişilerin uygulamaya çalıştıkları yöntem haline gelmeye başladı, masalımızın kahramanı, Binnoş isimli evlenmek isteyen bir kızın yaşadığı olaydan esinlenerek yazılmıştır.
Yetmişli yılların başlarında doğan Binnoş büyüdükçe güzelliği dillere destan hale gelmiş ama kariyer hedefleyen Binnoş kendini hep mesleğine verip gelen taliplere hep yok çekmiş ama otuz beşinden sonra bu teklifler yavaş, yavaş kesilmeye başlamış, kariyerinde üst seviyeye gelen Binnoş evlenip erkek çocuk sahibi olmak istiyormuş ama artık bu düşünceye sahip olduğunda yaşı kırkı geçmişti, ne yapsam diye düşünürken, uyuyan güzel masalı aklına gelmiş ve zaten bende uymayı seviyorum, yıllardır en iyi yaptığım şey uymak, zorlanmamda deyip, 2017 yılbaşı kutlaması yapıldığı gün, gece onbir' de odasına giriyor ve odayı tozlu bir hale getirip yatağına yatıyor, yatmadan önce ona ilgi duyan mutluya haber gönderiyor arkadaşıyla, Binnoş yıllardır uyuyor kimse uyandıramıyor yanına gitsende birde sen denesen, belki senin geldiğini hissedip uyanır deyip mutluyu, Binnoşa gönderiyor.
2018 ' in ilk gecesi saat onikinden sonra binnoşun odasına giren mutlu bir bakıyor gerçekten Binnoş uyuyor, sesleniyor, eliyle dürtüyor, ses yok, ne yapsa, ne etse uyandıramıyor, binnoşun istediği uyandırılma biçimi öyle değildi, odada ne yapacağını düşünen mutlu, uyuyan güzel masalındaki prens gibi öpsem mi acaba uyanırmı diye sesli, sesli düşünürken Binnoş heyecanlanmıştı tam öpecekken mutlunun cebine mesaj sesi geliyor, telefonu eline alan mutlu mesaj okurken, sosyal medyaya göz atmış, birde ne görsün, Binnoş 16 dakika önce çevrim içiymiş, bizimi yiyo lan deyip sinirlenmiş hemen uyuyan güzel binnoşu uyandırıp bunun hesabını sormaya başlamış.
Hani sen yıllardır uyuyordun benimi kandırıyorsun demiş. Binnoş yok canım ne kandırması, vallaha bak yıllardır uyuyorum istersen açıklayabilirim demiş, Benim yattığımda yıl ikibin onyediydi şimdi uyandığımda yıl 2018 yani bir yıldır uyuyorum bunda yalan yok demiş.
-Bu masal iki sonla bitiyor -
1) Bu duruma sinirlenen mutlu odadan çıkıp gitmiş ve Binnoş artık sosyal medya kullanmamak için yemin edip uyumaya devam etmiş.
2) Mutluya binnoşun anlattığı durum mantıklı geliyor ve binnoşla, mutlu bir ömür boyu mutlu yaşamışlar.
*Gönlünüz hangi sonla bitmesini istiyorsa onu seçin.
-THE END YANİ SON -

20 Aralık 2017 Çarşamba

#13 #ADIM

                                 #13ADIM 
Sevdiği kişilere ulaşmak için kimi zaman insanlar, yıllar bekliyor, kimileri aylar, günler, saatler geçmesini bekliyor ama benim gibi adım sayan yoktur varsada nadirdir. Topu, topu 13 adım atmam gerekiyor. 
Gel gör ki sayı olarak az görülsede o 13 adım, kolay, kolay atılamıyor. Her bir adım için değişik bahaneler bulup o sayıyı tamamlamak zorunda kalıyorum. Gözle bakıldığında aradaki mesafe kısa gözüksede öyle bir hal alıyor ki, ona bakarken, o kadar yakın değil, sanki bir  tepenin başında durup, uzaktan şehri, izleyip, o şehrin ışıkları küçük, küçük gözükür ya, insanın gözüne aynı öyle görüyorum, o kadar uzak geliyor bazen. Adımları atıp yanına gidebilsemde, attığım adımların saniyesi kadar dahi kalamıyorum yanında, sadece susup bakıyorum. 
Belkide uğursuzluk kabul edilen, 13 sayısının uğursuz olduğu doğrudur. Aradaki mesafe 13 adım olduğu için kavuşamamız normaldir. Diyeceksiniz ki, bunlar hurafe, öyleyse adımları arttır veya azalt niye uğraşıyorsun diyebilirsiniz, bende biliyorum tabiki 13 sayısının uğursuz olmadığına ama işte bir bahane lazım banada, aradaki adım sayısı düşsede hiç bir şey olmayacak zaten olmuyorda,  o yüzden sadece benim sevdiğim kişiye ulaşmam için 13 adım atmam gerekiyor onu bilip adımlarımı sayıyorum. O 13 adım atamadığımdaki durumum hiç iyi değil ama bir bahane bulup 13 adımı attığım zaman ki, yüzümdeki tebessümü anlatamam size...  

18 Aralık 2017 Pazartesi

İNSAN KALBİYLE KONUŞURMU?

- İNSAN KALBİYLE KONUŞURMU? -
Kiminize göre saçma gelebilir ama ben kalbimle konuşuyorum, aslında kalbimden şikayetçiyim, çünkü nerde olmayacak kişi var kendini ona kaptırıyor. Israrlarıma rağmen, dil dökmeme rağmen vazgeçiremiyorum. Kimi zaman diyorum ki, bak sen buna kendini kaptırdın ama bunun bana göre yaşı küçük, durumu uygun değil, yaşca büyük olmaz, huyu kötü, iyice canını yakar deyip, her sevdiğine bu yaşıma kadar hep birşeyler söyledim ama biraz üstüne gidince kendini kasıp tüm vücudun canına okuyor.
Ha şunuda çok rahatlıkla söyleyebilirim, hani bir söz var hepinizin bildiği ve duyduğu " Yiğidi öv, hakkını yeme " diye. Kalbim diye söylemiyorum, yeter ki biri için birşeyler hissetsin, her ne olursa olsun, ne durum olursa olsun, ondan vazgeçmiyor kolay, kolay. Olmayacağını bilsede bir ümit belki olur diye sonuna kadar bekliyor. "Sevdim mi adam gibi seviyor" sözünü hak ediyor. 
Diyorum ki, biraz ayran gönüllü ol, git başka kalplere kon, o olmasa, öbürüne geç ama hangimiz şansızız bilmiyorum, olmayacak insanları gidip buluyor. Bazen öyle bir hal oluyor ki, son rahteye geliyor ve beyin ve dil yardımıyla düşünceler söz olarak yansıyor ister istemez,  bak "sütten ağzın yandı, bari yoğurdu üfleyerek ye" bundan sonrakilerde acı çekme desekte, yanlış kişiyi sevmeyi, yinede ne yapıp, ne edip beceriyor. 
Artık kalbimle uğraşmaktan, diğer bölgelerimle ilgilenemez oldum, adam akıllı bir hastaneye dahi gidemiyorum, gitsem rapor alıp bahane edeceğim, evde durup     " Gözden uzak olan gönüldende ırak olur" deyip uzanıp dinlenmek istiyorum ama ne mümkün bluetooth misali yakın olmak için konduğu kalbe buna izin vermiyor. Aslında gittiğimizdede yanına yaptığı bir bokta yok, yapmaya çalıştığı tek şey onuda tek başına beceremiyor, kalp, gözü ikna ediyor, sadece konduğu kişinin gözlerinin içine bakarak, kalbe hislerini belli etmeye çalışıyor. Dilde, bende bu duruma sessiz kalıyoruz, çünkü konuşsamda, anlatmaya çalışsamda, sevdiğimi söylesemde, olmayacak biliyorum, o yüzden de susuyoruz. 
İnsan kalbiyle konuşurmu demeyin, yoktan, anlamayan bir kalbi varsa insanın, konuşmaktan başka çare kalmıyor. Biz bir takımız ama isim vermeden söylüyorum bazıları ayrı takılıyor...