31 Aralık 2016 Cumartesi

#2017 ?



Bugün 2016 bitiyor ve 2017 yılına giriyoruz. Küçükken yılbaşı günlerini, çocukluğun verdiği heyecanla bekliyordum. Sonra ki yıllarda da, ailece oturup, yeni bir yıla, yine hep beraber girmenin mutluluğuyla geçiyordu, yılbaşının ertesi günkü kahvaltısında, hep beraber kahvaltı yapınca, soframız caf, caflı olmasa da, o bardaktaki çayın sıcaklığı bile, bizim o andaki mutlulukta duyduğumuz sıcaklığı geçemiyordu. Bu yılda yine hep beraberiz deyip, mutlu bir şekilde yeni günümüze başlıyorduk.
Tabi ben bu olayın yıllarca bu şekilde devam edeceğini düşünüyordum.  En son Annemle beraber 2012 yılına hep beraber ailece girdik ama ondan sonraki her yılbaşı gecesi. Annemin yokluğu bizim yeni yıl mutluluğumuzu 2012’de sabitledi, o yıldan sonraki yeni yıl gecelerinde, yine ailece beraber oturup yeni bir yıla merhaba diyoruz ama bir yanımız eksik şekilde, sabah kalkıyoruz yine kahvaltıya, masamızda yine bir yanımız eksik şekilde kahvaltımızı yapıyoruz, herkes sadece maksat öğün olsun diye önündeki çayı yudumluyor, kimi zaman o bir bardak çay bitmek bilmiyor ve tabiri caizse soğuyor ama kimse birbirine belli etmese de, herkesin içinin acısı halen ilk günkü  gibi yanıyor ve o çayın soğukluğu kimsenin umurunda bile olmuyor.
Annemsiz bir yıla daha giriyoruz, Yine ailece oturup bir şekilde sabah edeceğiz ve yeni bir yıla sahte bir gülümsemeyle hoş geldin diyeceğiz.  O an aklımızda olan tek şey, yeni yılın tarihinin 2017 olması değil. Aklımızda olan nemi? Annemsiz geçen yılların sayısının artması, Annemsiz geçen yılın sayısı tam beş yıl olmuş olacak.  
Siz, siz olun kim ne derse desin, yeni yılda eksik bir yanınız yoksa onun kıymetini bilin ve sabah uyandığınızda eksiksiz yeni bir yıla merhaba dediyseniz asıl yılbaşı piyangosunun talihlisi sizlersiniz. Eksiksiz bir şekilde  ailece geçireceğiniz nice mutlu seneler dileğiyle….

24 Ekim 2016 Pazartesi

BİR KIZIM OLSUN ADI '' PIRIL '' OLSUN




İnsanoğlu işte,  ister istemez hayaller kuruyor , düşüncelere dalıyor ama bu kurduğu hayallerin, gerçekleştirmek istediği düşüncelerin, hikayesini  dinlediğinizde,  ilerde gerçekleşmesini istediği hayaller ve düşüncelerinin geçmişi , yine eski hikayelere veya anılara takılıyor,,,
Benimde diğer insanlar gibi,  gerçekleşmesi zor olsa da, bir hayalim, bir düşüncem ve bir isteğim var ve bu hayali kurmama  sebep olan hikaye, bundan dört sene önce yaşadığım bir olaydan etkilenmem sonucu  ortaya çıktı, içimde gerçekleşmesini  istediğim şey,  ilerde bir kızım olsun  adı ‘’ Pırıl ‘’ olsun istememe neden oldu,,,
Bu aklımdan çıkmayan olay,  bundan dört sene önce,  Ocak ayında,  Atatürk hastanesinde  gerçekleşti. Annem hastanede yatıyordu,  aslında her şey yolunda gidiyordu, hasta odasında Annemle sohbetler ediyorduk ve Annem hastane odasında sıkılmıştı artık, doktorlar her seferinde,  odaya vizite geldiklerinde, Annem  taburcu olmak istediğini ve artık eve gitmeyi istediğini söylüyordu ve doktorlar her seferinde,  bir tahlil sonucunu,  bir tetkik sonucu bahane edip, tabiri caizse sallıyorlardı, en sonunda Annem dayanamadı ve ağlamaklı bir şekilde doktorla konuştu,,,
Annem;   ‘’ Ne olur evime gidiyim, kaç haftadır buradayım, hiç değilse evime gidiyim, güzelce yıkanıyım, üstümü falan değiştiriyim, hastanenin kokusundan sıkıldım artık dedi, söz ertesi gün geri geleceğim,  bir gün dahi olsa izin verin, ne olur dedi,,,
Doktor; Tamam teyzeciğim, yarın vizitten sonra konuşur evine gönderirim ben seni dedi,,,
O gün ufakta olsa, yüzünde bir tebessüm oluştu, yarın akşam sonunda evime kavuşacağım hayaliyle uymak istedi, çünkü uyanıp kalktığında sabah olacak ve akşam evine gidecek düşüncesiyle yatağına yattı, ama ne yazık ki olmadı, gece saat  üçte kanaması başladı ve kanamayı durduramadılar, acile indirdik, kan takviyesi falan derken,  film tam o günden sonra koptu, bir gün önce sohbet ettiğimiz, yarın eve gideceğim hayaliyle yüzünde tebessüm oluşan  Annem, ne yazık ki, artık konuşamıyordu. Odamıza geldik ve Annemin üstü batmıştı ve biz Annemi odasında yıkadık ve biz yıkayıp üstünü değiştirdikten sonra, ilk sözü şu oldu ;
Annem;  Oğlum ‘’ Pırıl, Pırıl ''oldum değil mi? Dedi ve yine sustu,,,
Gözlerim doldu ama yanında ağlayamadım ve cevap verdim, evet Anne, evet,  pırıl, pırıl oldun.  Belki anladı veya hissetti üzüldüğümüzü, cevabımdan sonra, yine yüzünde kısa sürelide olsa bir tebessüm oluştu. Evine gidip yıkanıp, rahatça yatağında uzanıp, dinlemeyi düşünen Annem. O günden sonra, bir daha, kendi, kendine yıkanamadı.  Annemin o sözünün üstünden tam dört yıl geçti ama söyleyiş şekli, sesi, hâlâ kulağımda ve  gözümde hep canlanıyor, vefatından sonra, aklımda o kadar çok anı, hikaye olay var ki, yaşadığımız bu olay aklıma geldiğinde  kendi kendime dedim ki ;
Bir kızım olsun adı ‘’ Pırıl ‘’ olsun.

8 Mayıs 2016 Pazar

#ANNECİM #ANNELERGÜNÜN KUTLUOLSUN



Bugün ANNELER GÜNÜ, ben tam beş yıldır, ANNELER GÜNÜNÜ buruk ve üzgün bir şekilde geçiriyorum, hatta ANNELER GÜNÜ olan bugünden başlamıyor benim üzüntüm, ANNELER GÜNÜ gelmeden bir,iki hafta önce başlayan televizyondaki, ANNELER GÜNÜ hediyesi reklamları başladığı an ve o reklamlara denk geldikçe, kalbimdeki acıyı size anlatamam, aslında o reklamlar kaldırılmalı, tek benim için değil, sırf birileri para kazanacak diye, ANNESİ olmayan tüm çocukların duyguları, canları, para uğruna acıtılıyor diye düşünüyorum.
Bugün ANNELER GÜNÜ, Bugün televizyon ve sosyal medyadan uzak duracağım, çünkü herkes ANNESİYLE olan resimlerini, videolarını, aldıkları hediyeleri paylaşacak. Haberler ANNELER GÜNÜ haberleri yapacak, bu resimleri, haberleri gördükçe, duydukça, hissettiğim duygularımı anlatmam imkansız, tabi ki, sizin adınıza çok güzel, Allah sizleri ANNENİZDEN ayırmasın ama bugün beni mazur görün….
Bugün ANNELER GÜNÜ ve ben ANNEMİN yanına gideceğim ve diyeceğim ki, ANNE bak oğlun geldi, sana çiçekler getirdim, renk, renk, onlarla süsleyeceğim, ANNE seni çok özledim, ANNE biliyor musun? Bugün ANNELER GÜNÜ ve canım ANNECİM seni çok seviyorum, ANNELER GÜNÜN KUTLU OLSUN. Herkes sadece ANNESİNE, ANNELER GÜNÜN kutlu olsun deyip cümlesini bitirirken ben cümlemin sonuna ANNECİM MEKANIN CENNET OLSUN diyeceğim…
Keşke ANNECİM sana sarılabilseydim. Bugün ANNELER GÜNÜ herkes ANNESİNİN elini öpüp, ANNESİNE sarılırken, Ben ise bir avuç toprağa sarılıyorum ve mezar taşını öpüyorum, Keşke dediğim bir konu daha var, keşke vücudumun bir parçası olmasaydıda ANNECİM sen yanımda olsaydın.
Canım ANNEM benim, ANNELER GÜNÜN KUTLU OLSUN. Keşke gelsende, sana sarılıp, ANNELER GÜNÜNÜ kutlayabilsem ama ben yanına geldiğimde, sana söz, kutlayamadığımız ne kadar gün varsa senin olduğun yerde hepsini teker, teker kutlayacağız, ANNECİM MEKANIN CENNET OLSUN, ANNELER GÜNÜN KUTLU OLSUN…

19 Şubat 2016 Cuma

--- 19/ 02/2012 #ANNEMSİZ GEÇEN DÖRDÜNCÜ #YIL 19/ 02/2016 ---



ANNE nedir? Aslında herkese göre, bir anlatım ve ifade şekli vardır ama benim okuduğum ve etkilendiğim anlatım şekli şu; ANNE rahminden başlar çocuğa olan ANALIK sevgisi, sonra çocuk doğar. Dünyada kaç kişi, elleri olan, fakat onu kullanamayan, ayakları olan, ama yürüyemeyen, isteklerini ağlamasıyla bildiren, konuşamayan, altına yapan, geceleri tatlı uykulardan uyandıran, birine bakmak ister ki? Kim bu kadar aciz biriyle usanmadan ilgilenmek ister ya da bunu kim yapabilir? Ne kadar zor iş dediğimiz tüm bu işleri karşılık beklemeden, severek yapan tek canlı ANNE lerdir. İşte beni bu zorlu şartlar altında başlayıp, yetiştirip, büyüten ANNEMSİZ geçen, bugün dördüncü yıl ve hissettiklerimi anlatamazsam da, yazmaya çalıştım…
Evet bugün tam dört sene oldu. ANNEMSİZ geçen, bir dört sene, Yine her zamanki gibi ağlıyorum. Gözlerimdeki yaşlara engel olamamak, ne kadar güçsüz biri olduğumu gösteriyor. Mezarının başında çaresiz bir şekilde duruyorum. Mezar taşına dokunuyorum. Toprağını avuçluyorum, toprak o kadar güzel kokuyor ki ANNEM. Toprağa bile kokun sinmiş ANNEM. Genelde ANNE diye ağlamaklı ve titrek bir sesle, bir şeyler anlatmak istiyorum sana, ama cümleler boğazıma takılıyor, sanki düğümleniyor, sadece gözyaşlarımla toprağını ıslatıyorum. ANNE Seni ellerimden aldılar, önce adına, kefen dedikleri şeye sardılar, ardından bir tabuda koydular, en son gözlerimin önünde, adına mezar dedikleri, karanlık bir toprağa gömdüler. ANNEM orada üşür yapmayın dedim, kimse dinlemedi beni, kimse anlamadı beni, neler hissettiğimi, neler çektiğimi bilmediler, sadece acıdılar… Bana geçecek, üzülme dediler ama ben geçmesini hiç istemiyorum, hiçbir zaman geçip gitmesin, kalbimden, aklımdan, yüreğimden, benim güzel ANNEM. Keşke çıkıp gelsen, yine beraber kahvaltı yapsak, hadi oğlum kalk işe geç kalacaksın desen, sen yine bana, bak çok soğuk su içiyorsun, boğazın şişer deyip kızsan, yine de kızacaksan da bana, yine sen kızsan diyorum ama ne olur gelsen…

Kendimi kötü ve paramparça hissediyorum. Şu dört yıl boyunca hiç iyi olmadım ve hep kendimi kötü ve parçalanmış hissediyorum ve bu his hep devam edecek. ANNEM yanımda olsa iyi olurdum. ANNE Sen bana hep, güçlü birisisin sen derdin ama artık gücüm kalmadı. ANNE dört sene önce, 19 şubat 2012 de, senle beraber tüm gücüm gitti. Öyle zamanlar oluyor ki ANNEM. Mesela bir forum doldurmam gerekiyor orada yazıyor, yazmasa da, birileri ister istemez soruyor. ANNE adı, ANNENİZİN mesleği. O soruların cevaplarını yazmam gerektiğinde, formdaki o yerlere, damlayan gözyaşlarım, o sorulara cevabım oluyor. Karşımdaki kişilere ANNEM vefat etti, cevabını vermek çok zor geliyor bana, sadece kafamı önüme eğip susmayı tercih ediyorum. Kimilerine göre, koskoca dört yıl, kimilerine göre daha dün gibi ama ben her gün, o günmüş gibi yaşıyorum. ANNEM seni çok seviyorum, sen rahat uyu, mekanın cennet olsun, benim güzel ANNEM…..


1 Ocak 2016 Cuma

OĞLUNDAN #ANNESİNE #MEKTUP ( #Bugün #Annemin #Doğum #günü)


Bugün yeni bir yılın başı ve bugün benim ANNEMİN doğum günüydü. Zaman geçse de yaşadığım acı ilk günkü gibi, ANNEMSİZ geçecek bir yıl daha geldi, bunu düşündüğümde bile inanın canım çok acıyor. Elimden geldiği kadar mezarının başına gidip ziyaret ediyorum, yaz, kış demeden, yağmur, çamur demeden, bunu hava atmak için söylemiyorum, sadece size soruyorum? Yazın sıcağında siz hiç üşüdünüz mü? Ben ANNEMSİZ geçen her gün, sizin hava çok sıcak yanıyorum dediğinizde bile, ben hep üşüyordum, şu an olduğu gibi ve ben hep, üşümeye devam edeceğim. Çünkü o sıcaklığı kimse dolduramaz. Çevremdekiler diyorlar ki, takdiri ilahi işte, zamanla geçer, hayat devam ediyor, aslında onlarda, bu söyledikleri sözlerin doğru olmadıklarını biliyorlar ama teselli için, ağız alışkanlığı ve söylenecek başka söz olmadığı için, söylediklerini düşünüyorum. ANNEMSİZ geçen her gün, yaşıyordum ama tabi buna, ANNEMSİZ geçen günlere yaşamak denirse. Her gün uymadan önce, ANNEMİN resmine bakıp, onun için dua edip yatıyorum, iki, üç saat uysam da, o süre bana çok uzun geliyor ve sabah kalkınca, ilk işim, tekrar resmine bakıp, günaydın ANNEM deyip, dua ediyorum. Gözlerimden her gün yatarken ve kalkarken yaş dökülse de, gün içinde yalan hayatı yaşamak, giden bir güne çeltik atmak için, maalesef yaşamaya devam ediyorum.

Canım ANNEM, sensiz bu dünya bana zindan oldu. Bir vakitler varlığınla, neşe, huzur, mutluluk, bulduğum şu dünyada, şimdi neşeden, mutluluktan, huzurdan uzak bir yer oldu bana. Mürüvvetimi göremeden, ecel seni benden aldı. Sana güzel günler gösteremedim, buda bana dert oldu. Sözlerim yürek parçalasa da, bu çökmüş halde olan oğluna, bir tekmede biz atak diyen insanlara karşı, yazdığım yazılar, yaptıklarım, onları mahvetmeme yarasa da, hiç mutlu değilim. Sen olmadıktan sonra zaferler şöhretler neye yarar. Şen şakrak gülerek konuşan, oğlun dilsiz kaldı ANNEM. Seni çok özledim ANNEM. Bugün senin doğum günün yine de söylemek istiyorum. ANNECİĞİM DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN. Allah mekanını cennet eylesin. Nur içinde yat ANNECİM.