18 Kasım 2024 Pazartesi

BENİ SEVGİM ÖLDÜREMEDİ BUNE Kİ !


BENİ SEVGİM ÖLDÜREMEDİ BUNE Kİ !

Benim ölüm, kalım arasında,

Gidip geldiğim günler oldu,

Yaralarımı kanatmaya hep devam ediyorsun.

Kan kaybından gideceğimi sanıyorsun değilmi?

Beni sevgim öldüremedi bune ki !


Gözümün içine baka, baka,

Seni sevdiğimi bile, bile,

Yanımda, başka eller tutuyorsun,

Acı çekmem için, elinden geleni yapıyorsun.

Beni sevgim öldüremedi bune ki!


Yaptıkların yüreğime dokundu,

Ağrıma gitti, konuşamadım,

İçin, için gözlerim doldu,

Bir türlü ağlayamadım,

Beni sevgim öldüremedi bune ki!


Beni bugüne kadar hep kırdın,

Kalbimi her zaman bir şekilde yaraladın,

Elini başka ellerde görmek yerine,

Elinde bıçak olmasını tercih ederdim.

Beni sevgim öldüremedi bune ki!


Sanmaki görmezden geldiğini sanıyorsun,

Kendince çocukça işler yapıyorsun,

Umarsamaz davranıp, beni yok sayıyorsun,

Kalbimi kırdığında, mutluluk rolü yapıyorsun.

Beni sevgim öldüremedi bune ki!

https://www.antoloji.com/beni-sevgim-olduremedi-bune-ki-siiri/

#muhammedarat #sevgi #aşk #ankara #benisevgimöldüremedibuneki  #beni #sevgim #öldüremedi #bune #ki #buneki #antoloji #şiir 

 

5 Kasım 2024 Salı

BELKİ BİR GÜN, YAZDIKLARIM KARŞINA ÇIKAR

 


Dokunsun diye değil, belki bir gün okursun diye yazıyorum, o kadar çok sosyal medya paylaşımı yapıyorum ki, neredeyse bütün uygulamalarda her yazdığımı paylaşıyorum.

Belki bir gün, internette gezerken, storylerde, keşfetlerde önüne düşer yazdıklarım, okuduktan sonra, ufakta olsa kalbin veya için cız edermi bilemedim.

Ben normalde kolay, kolay sevmem demeyim ama sevdiğim zaman güzel severim ve ben, sevdiğim kişinin, ismini, cismini, kim olduğunu, kolay, kolay kimseyle paylaşmam, sadece platonikte olsa, uzaktan sevmeye devam ederim. İlk defa birini, benim için çok değerli birine, hayatımın mutlulukla geçmesini ve mutlu olduğumda, mutlu olacağını bildiğim, Anneme seni anlattım.

Normalde Annemin, her zaman yanına giderim ama bu sefer, senin tavırlarından ve hareketlerinden, bu sefer gerçekten olacağına inandığımdan, gözlerimin içi gülüyordu, hafif aptalca bir tebessüm vardı suratımda, Anneme seni anlattım, çok güzel biri, onu görünce mutlu oluyorum, hatta sevmem kimseyi diyordum ya, birini sevdim Anne, belki ilk sana söylediğim gibi, ilk seninle tanıştırmaya getiririm dedim, sonrada artık, tek gelmem yanına, hep onunla gelirim yanına, belli mi olur diye, o gün hep seni anlattım Anneme...

Bilmiyorum ama sanki, o gün Annem anlamıştı, o an havanın bozulması, o günkü, gördüklerim, yaşadıklarımı düşününce, Annemin ne demek isteğini, bugün daha iyi anladım. 

Kendini çok kaptırma oğlum, yine üzülen taraf, kalbi kırılan taraf sen olursun, o yüzden kendini çok kaptırıp, körü, körüne sevme demek istedi, çünkü şu an yaşamış olsaydı, kesin karşıma geçip, bunları veya buna benzer sözler söyleyip, üzülmemem için, Anne nasihatı verirdi. Annem yaşasaydıda, ben yine üzülen taraf olsaydım.

Annem yine her zamanki gibi haklı çıktı, sevdiğim kız, sağ gösterip, sol vurdu diyebilirim, sonraki hafta, Annemin yanına gittiğimde, kafamı eğdim, yanımda olsa kesin, göz, göze dahi gelemezdim utancımdan, belki her geldiğimde, benden mutlu haberlerimi bekliyor gibi veya o yolun başından girdiğimde sanki yanımda, seni getireceğimi bekliyor gibi hissettiğimden, biraz mahçubiyet duygusu yaşıyorum, keşke seni sevdiğimi, Anneme söylemeseydim diyorum.

Belki çocuk gibi seninle ilgili hayaller kurmam yanlıştı, mutluluğumu elimden aldın diyebilirim, en çok Anneme söylediğim bir şeyi gerçekleştiremedim, ona üzüldüm, bu biraz fazla canımı acıttı, sonuçta hayat bu, etme bulma dünyası ama ben yine de, umarım şu an benim yaşadıklarımı yaşamazsın veya biri sana yaşatmaz diyorum, çünkü sen, ben değilsin, canın, kalbin çok yanar ve kırılır, sonra da sevdigin bir insanın yanına, sevdiginle gitmeme duygusunu ve bu durumları sen kaldıramazsın.

🥀🥀🥀 🥀🥀

#muhammedarat #sevgi #aşk #ankara #annem #anne #BELKİBİRGÜNYAZDIKLARIMKARŞINA ÇIKAR #annenasihatı #platonik #kalp #utanç #mahçubiyet 


4 Kasım 2024 Pazartesi

GELİNCİK

 GELİNCİK

Merhaba gelincik, sana gelincik diye hitap ediyorum.

Zira ben gelinciklere vurgunum.

Gelincikler de, suskun bir isyan vardır,

İşte ben, o isyana vurgunum...


Ne kadar anlatsam bilemezsin,

Çünkü çok karışığım, gelincik,

Ne diyeceğimi, ne yazacağımı bilemiyorum,

Yani seni, sana anlatamıyorum gelincik.


Bazen bir çiğ damlası,

Bazen de bir çim üstündesin,

Bazen de, gözümde yaşsın gelincik.

Ne diyeyim, öylesine yer etmişsin ki, bedenime, Yüreğimden dahi, atamıyorum seni..

Bazende içimdeki hesaplaşmanın, bir kahramanısın gelincik...


En yaşanması, duygumsun gelincik,

Bazen acılarım, bazen sevincimsin,

Yani sen, mutluluğumun, dilisin gelincik,

Seni ne kadar çok sevdiğimi biliyormusun? Gelincik...


Belki aynı iklimlerde büyüdüğümüz için,

Belki aynı isyanları taşıdığımız için,

Kim bilir, belki de umarsızlığın,

Belirsiz sancısıdır, bu gelincik...


Bilmem bu, uykusuz kaçıncı gecenin,

Kaçıncı saatinde, seni anlatmıştı bana,

Bütün imalar, imgeler, değinmeler,

Seni konuşmuş, anlatmışlardı bana,

Seni ne kadar çok sevdiğimi gelincik...


Bütün diller, onlar konuştukça,

Ben susmuş, konuşmamıştım onlarla,

Kan kırmızı oldum ben, suskunluğum dan,

Yaprak verdim, sulandım gecenin içinde,

Sonunda yüreğime, sen doğdun gelincik...


Eskiden hiç bir şeyi,

Hiç bir kimseyi sevmezdim gelincik.

Seni sevdikten sonra,

Her şeyi seninle beraber, sevmeye başladım gelincik...


İşte böyle gelincik,

Sen benim yüreğimde,

Bir sırsın, bir sevdasın,

Bir yangınsın, gelincik....

#muhammedarat #sevgi #aşk #gelincik #ankara 

24 Ekim 2024 Perşembe

GÜLÜŞÜ ÇOK GÜZELDİ AMA KALBİ BEŞ PARA ETMEZ

 


Gülüşü çok güzeldi ama Kalbi beş para etmez, Bu sözü bir otobüsün camında gördüm, aslında ilk aklıma gelen, sevdiğin insanın durumunu bir cümleyle anlat deseler, söyleyeceğim tek söz "Gülüşü çok güzeldi ama Kalbi beş para etmez" diyebilirim...

Şöyle bir oturup düşününce, çünkü benim onunla bir muhabbetim yok, eskiden, günaydın, merhaba dışında da, bir sohbetim de olmadı, demek ki, ben onun kalbini değil, güzelliğini sevmişim ama gülüşü çok güzel, ömrü boyunca hep gülsün isterim. Çünkü başka türlü kimseyi kandıramaz ve bu şekilde istediği herşeyi rahatça yaptırabilir, yaptığı hareketler veya tavırlara bakınca, benim sevgimden haberi var, buna adım kadar eminim, karşısında onu çok seven biri varken, onu seven kişiye yapılmaması gereken hareket ve tavırlar takılıyor ve acı çektirmek içinde elinden geleni yapıyor, ayrıca gördüğüm kadarıyla da, bundan zevk alıyor gibi, o yüzden şu sözü çok rahat söyleyebilirim, "Gülüşü çok güzeldi ama Kalbi beş para etmez " diyebilirim...

Yanındakilere bakıyorum, aslında ilk görüşte anlarsınız ya, dedim takıldığı insanı görünce, "Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş" diye içimden geçti, derseniz ki, sonu ne olur, bence sadece yanındaki kişiler değişir ama mutlu olduğunu sanıp, bu kafayla giderse zaten, hep sahte mutluluklar yaşamaya mahkum olur. Güzel olmaya çok güzel biri ama dediğim gibi, kalbinin beş para etmeyeceğini biliyorum, aslında yinede istermiydin diye sorarsanız, gönül bu, söz dinlemiyor bazen, yine de olmaz ama olduğunu düşünürsek, burada bana çok iş düşüyor, onun o örümcek ağı bağlayan, çürüyen, kararmış, değersiz kalbini, belki birazda olsun, parlatır, o kalbi, sevgimle, sözlerimle, hal ve hareketlerimle, gerçek olması gereken bir kalbe dönüştürebilirim diye düşünüyorum. Bir doktorun, delik ve ritmi bozuk bir kalbi düzeltmesi veya duran bir kalbi tekrar çalıştırması gibi düşünün, eğer başarabilirsemde, buda benim iyi bir kalp ustası olduğumu gösterir, bundan yıllar sonra da, sevdiğim kişi aklıma geldiğinde, onun için diyebileceğim tek söz "Gülüşü çok güzeldi ama Kalbi beş para etmez " deyip, umarım düzelmiştir demekten başka diyecek bir sözüm yok, düzelmesi için şu an sadece dua etmekten başka yapacak bir şeyimde yok....

#muhammedarat #sevgi #aşk #ankara #gülüşüçokgüzeldiamakalbibeşparaetmez #kalp #tencereyuvarlanmışkapağınıbulmuş #blogspot #sahtemutluluk #mutluluk #kalpdoktoru #dua #amin 

18 Ekim 2024 Cuma

İSTEDİM

 

---- İSTEDİM ------

Ben aslında çok bir şey istemedim,

Benim sadace, güzel hayallerim vardı.
İleriye dönük güzel planlarım vardı.
Ben seninle, güzel günler yaşamak istedim.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Resmine bakıp, rüyalar görmek,
Gözlerine bakıp, şiirler yazmak,
Aynı yerde olup, aynı havayı solumak,
Bunların hepsini, seninle yapmak istedim.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Her gün kafamı, yastığa koyduğum da,
Gözlerine bakıp, uykuya daldıgımda,
Uyabildiğim gecelerin, sabahında,
Gözümü açtığımda, seninle uyanmak istedim.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
İleride yaşlanınca, işitme cihazım olmasa bile,
Kulaklarımın duyduğu, en güzel sesin,
Senin kahkaların, sesin, sözlerin,
Duyacağım, son sesin, senin sesinin, olmasını istedim.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Kokunu hissedip solumak,
Cenneti seninle yaşamak,
Şu havası bozuk dünyada,
Seninle birlikte, nefes almak istedim.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Ben bir sevgilim olsun, istemedim,
İsminde değildi, sevdiğim,
Koluma takıp, hava atmakta, istemedim,
Ben hayatımda seni ve ömrüm boyunca sadece, seni sevmek istedim.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Kaderimde var mısın? Yokmusun bilmiyorum,
Seni aklımdan, kalbimden çıkaramıyorum.
Ben sadece nemi istedim.
Hem kaderimde olan sen, hemde kalbimden çıkmayacak kişi, hep sen olsun istedim.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Ben günü birlik, bir sevgi değil,
Son nefese kadar sürecek, bir sevgi,
Her yaşta, katlanarak artan bir sevgi,
Dualarım da bile, seninle bitmeyecek, bir sevgi istedim.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Kalbimdesin, ruhumdasın,
Her zaman aklımdasın,
Sen benim için özel ve vazgeçilmezimsin.
Sana bunlara birlikte, her zaman, canımsın demek istedim...

#muhammedarat #sevgi #aşk #ankara #istedim #blogspot #blog #antoloji #şiir

16 Ekim 2024 Çarşamba

BİRİ VAR HARAM BANA

 

BİRİ VAR HARAM BANA 

Çok sevdiğim biri var ama yaşadığım hayata olan olaylara bakarsak, olmamasının sebebi, o kişi bana haram diye düşünüyorum, Saf ve temiz sevgi haram mı? Benim sana olan sevgim Helal mi? Haram mı? diye aklımdan geçirirken, aslında sevmek Haram bana diyebilirim. Ben birini gerçekten sevince, kendime faydamdan çok zararım dokunuyor, ben birini sevince anlamsızca bana düşman oluyor, o yüzden diyorum ki, bunun sebebi, nedeni, biri var haram bana...

Benim ona olan sevgimden bahsederken, Helal'mi? Haram mı? diye yorumlarken, bu konu hakkındaki yorumumu anlatmak gerekirse; Bazı insanlar dua gibidir, görünmez ama hissedersin, duyulmaz ama sımsıkı sarar bırakmaz seni, her balon zamanla nasıl inmeye mahkumsa, sevgide zamanla azalmaya mahkumdur diye düşünürken, nedense, bir türlü azaltamıyorum ona olan sevgimi, ölümsüz gibi, sonsuza kadar devam edecek gibi, her gün, ilk günkü gibi sevgim duruyor. Sevgi bu, şekilden şekle, halden hale sokar insanı, sen istemezsende, her günün farklı bir ruh haliyle geçer, bunu kendimden biliyorum, o yüzden diyorum ki, bunun sebebi, nedeni, biri var haram bana...

Ben sana, seni sevdiğimi hiç bir zaman demedim, halbuki, benim sana olan sevgim, geçici olmadığı gibi, sevgimden de hiç bir şüphem yoktur. Benim sevgim, berrak sudan daha temizdir, helalin, haramın ne önemi var diyorum, hayat bu bir şekilde biter, sevgi biter derken, günün sonuna bakınca hayat tamamlanmıyor, sevgi bitmiyor maalesef, kalbin hisettiğinden, göz daha fazlasını hissedip görüyor, çünkü göz hem konuşur, hemde duyar, ben, onunla bırakın aynı şeyleri görmeyi, aynı şeylere bile bakamıyoruz, aslında biz birbirimizin, gözünün içine bile bakamıyoruz, çünkü görünce bir birimizi, ya yön değiştiriyoruz, yada kafamızı eğiyoruz, o yüzden diyorum ki, bunun sebebi, nedeni, biri var haram bana.

Helal mi? Haram mı? bilmem, bildiğim tek şey, canımın yandığı ve acıdığı, benim canım acıyor, onu her gördüğümde, can bu acır, kalp bu kırılır, sonra zamanla geçer dediğinizi duyar gibiyim, sizde haklısınız, sonuçta bana, beni avutacak sözlerde lazım, hatta bana haram değildir diye düşünüyorum, akıl verenleri dinledikçe, yine de akşam yastığa kafayı koyduğum da, kendime soruyorum, sonra, o yüzden diyorum ki, bunun sebebi, nedeni, biri var haram bana....

#muhammedarat #sevgi #aşk #birivarharambana #haram #helal #ankara #birivar #kalp 

14 Ekim 2024 Pazartesi

BEN SENİ SEVERMİYİM

 


BEN SENİ SEVERMİYİM

Ben sadece biraz Sevgi istedim yada kendimce sevgime karşılık görmek istedim, birini seveyim dedim, tabiri caizse, üstümden kamyon geçmiş gibi hissediyorum diye bilirim, sevdin mi derseniz, aslında çok sevdim, bence bunu kendi de çok iyi biliyor, değermiydi derseniz, senin için üzülmeye değer miydi, değmezdin yemin ederim, bana seni soruyorlar, kimsenin bilmediği biri olarak gizli kalacaksın, seni sevdiğimi kimseler bilmeyecek, senin için gözlerimin dolduğunu kimseler görmeyecek, ben seni bir kış günü sevdim, bir kış daha geldi çattı, kışın dahi sevginden yandığı mı kimseler bilmedi ve bilmeyecek, bu sevgiyi bir ben, eğer hissede bilirsen, birde sen bileceksin, senin için yazmadığım, sana söylemediğim o kadar çok sakladığım sevgi sözleri var ki, bazen onları da söyleyip, o güzel sözleri ziyan etmek istemiyorum.

Bazen yaptığın bir hareket, bazen de söylediğin bir söz, yada umursamaz tavırların, dönülmez bir yolun acımasız sonu gibi, ben her olumlu hareketinde, sözlerinde ve tavırların da, bir aptal gibi, seninle görüşebileceğimi, konuşabileceğimi düşünüyordum...

Aslında sevgimin karşılığının olmadığını daha önce anlamıştım, ya eğri oturup, doğru konuşmak gerekirse, ben ilk başlarda senden hoşlanmaya başlıyordum, sevgiye dönüşmeden önce, çünkü benim, seninle hiç bir şansım yok, çünkü sen çok güzelsin, belki diyeceklerim, klişe bir söz yada filim repliği gibide gelebilir ama bir sana bak bir bana, zengin kız, fakir oğlan hesabı, ne sen bana iyi gelirdin, nede ben sana, davul bile dengi dengine diye boşa dememişler ama doğruyu söylemek gerekirse seni tanımak çok güzeldi, seninle başka bir yerde veya başka bir şekilde karşılaşmak isterdim, belki de başka bir hayatta seninle el, ele olmak isterdim.

Şu an yaptığın hareketlerle, amacının ne olduğunu biliyorum, canımı yakmak istiyorsun, başardın tebrik ediyorum seni, yaktın ve halende yakmaya devam ediyorsun, bir gün olur ya, pişman olursan, yaktığın bu kalbi eskisi gibi bulamayacaksın bunu da bil istedim. Bunların başıma geleceğini veya bu kadar kalbimin kırılacağını bilseydim, şimdi ki aklım olsa, bir düşün, " Ben Seni Sever miyim " ...

#Sevgi #Aşk #muhammedarat #bensenisevermiyim #ankara #blogspot 

12 Ekim 2024 Cumartesi

ABLAMA DOĞUM GÜNÜ MEKTUBU

 DOĞUM GÜNÜ MEKTUBU 

Benim kendimden büyük bir erkek kardeşim olmadığı için bir abim de yok ama bana hem abilik, hem ablalık yapan bir ablam var.

Malumunuz bugün onun doğum günü, aslında bundan yıllar, yıllar önce yazdığım, "DEĞİŞMEYEN ABLA" yazısının ikinci serisi olan "DEĞİŞMEYEN ABLA 2" adlı yazıyı yazacaktım, diyeceksiniz ki, değişti mi, size şu kadarını söyleyeyim aramızda kalsın, kadın değişmiyor abi, kızının biri liseye, diğeri üniversiteye başladı, en küçük kardeşi evlendi, onun çocuğu da okula başladı, diğer bir kardeşinin çocuğu lise sonda, diğeri ilkokul 2 ye geçti, hatta diğer doğum gününde diğeri okula başlayacak hatta yeni doğan asil hem yaşına girecek hem de ileride, ikinci yaşını kutlayacak, o kadar söyleyim ama ablam diye söylemiyorum halen aynı şekilde duruyor.

Tabi ki konumuz ablamın değişmemesi değil, ikinci seriyi, ben yazamazsam bile, ileride yegenlerim, "Değişmeyen hala" diye yazarlar bunda bir sıkıntı yok.

Ben bugün ablamın doğum gününü kutlayacağım ve sözlerime şu şekilde başlıyorum, her yeni yaşının bir önceki yaşından daha güzel, daha sağlıklı, daha mutlu, ailesiyle, eşiyle, çocuklarıyla birlikte daha güzel olsun, her günlerinin bir önceki günden güzel geçmesini diliyorum. Abla doğum günün kutlu olsun. Abla aklıma gelmişken seninde abin yok, nasıl olsa kardeşlerin senin doğum gününü kutlar, ben bugün bu mesajı bir abin olarak yazıyorum, çünkü benden başka büyük erkek kardeşin yok. 😃😃😃 Doğum günün kutlu olsun abicim, yazan abinnnn  Muhammed Arat....🎂🎉🥳

#Doğumgünü #Doğumgününkutluolsun #abla 

8 Ekim 2024 Salı

BENİ ŞURAMDAN ➡️❤️ VURSUNLAR

 


BENİ ŞURAMDAN ➡️"❤️"VURSUNLAR

Belki de, kalbinde bana hiç bir zaman yer açmayacaksın veya sevgimden dahi haberin yok, yada ileride bu yazdıklarımı bir şekilde okursan, biliyorum hiç bir şey hissetmiyeceksin, bilmeni isterim ki, bu sevgim karşılık bulsada, bulmasada, sana olan sevgimi değiştirmeyecek, seni sevmek, varlığını bilmek beni mutlu etmeye yetiyor, seni sevmekten vazgeçersem " BENİ ŞURAMDAN ➡️ ❤️ VURSUNLAR "

Biliyormusun öyle bir anda çıktın ki, benim kilit vurup kafese kapattığım sevgimin, aşkımın, tekrar özgür kalmasına vesile oldun, kalbimin bir kuş gibi pır pır atacağına inancım yoktu, kalbimin olduğunu, birini platonikte olsa sevebileceğimi tekrardan hatırlattın, seni tanımadan sevdim, ben seninle konuşamasam da, sıkılmadan, usanmadan, gözümü kırpmadan oturup saatlerce izleyebilerim, o eşsiz güzelliğini izlerken eğer, bir saniye dahi olsa, o gözümü kırparsam, " BENİ ŞURAMDAN ➡️ ❤️ VURSUNLAR "

Bazen ne istiyorum biliyormusun? Aslında bazen değil, hep istediğim bir şey, seninle konuşmak, seni tanımak, senin varlığını hissetmek istiyorum, mesala yanına geleyim, hiç birşey demeden sarılayım, sadece kokun işlesin, tüm bedenime, tüm gün üstüm başım hep sen koksun istiyorum, nedenini bilmiyorum ama yirmi dört saatin, bir saniyesini bile boş geçirmeden, her saniyesinde, seni görmek gibi içimde bir his var, ayaklarım hadi gidelim diyor ama engellemek zorundayım, çünkü seni görsem sevginden kalbim duracak, görmesem özlediğim için, özlemimden. Kalbim için, seni sevmekten vazgeçersem eğer "BENİ ŞURAMDAN ➡️ ❤️ VURSUNLAR"

Senden başka hiçbir şeyi düşünemeyen bir adam haline geldim, zaman ne getirir bilmiyorum ama seninle karşılaştığım gün için, bazen pişman olsam da, seni tanımak güzeldi, sana olan sevgimi söyleyemesem de, yazarak kendimce hislerimi anlatmaya çalışıyorum. Çünkü seni sevmek istedim, sana güvenmek istedim, senin elini sıkı, sıkı tutup, o an tüm sıkıntılarımı dertlerimi unutacak kadar bağlanmak istedim, senin sayende canım acısa da, içimdeki sevgiyi, tekrar bulmak benim için çok önemliydi, kalbimi kırsan da, beni üzsen de, her ne olursa olsun, senin mutluluğun benim için daha değerli, kendine çok iyi davran ve umarım yüzünden gülümsemen eksik olmaz, hep mutlu bir şekilde yaşamaya devam edersin, sana olan, sevgim, hislerim, düşüncelerim, duygularım, hepsi gerçek, yalanım varsa, " BENİ ŞURAMDAN ➡️ ❤️ VURSUNLAR "....

#muhammedarat #sevgi #aşk #benişuramdanvursunlar #şuramdan #şuramdanvursunlar #deha #blog #blogspot #ankara #vursunlar #mutlu  

20 Ağustos 2024 Salı

KÖR NOKTA (Yaralandığın yer senin kör noktandır)

Trafikte, Kamyonların, Tırların kör noktası var ve kaza olduğunda, genelde bu büyük araçların o bölgesi yaralanıp zarar görüyor.

Yaralandığın yer senin kör noktandır, evet benimde kör noktam kalbim, çünkü hep kalbimden yaralanıyorum. Bugün haftanın ilk günüydü ve bugün ne hissettim biliyormusun? Beni sevmediğini hissettim, sevmiyorsun biliyorum ama umut dünyası işte, sadece ilk defa kabullendim, insanın böyle üzgün olduğu durumlarda, göğsüme taş oturdu derler ya, Göğsümde kocaman bir taşla saatlerce seni düşündüm, doluya koydum almadı, boşa koydum dolmadı, düşündükçe onca çabamın, emeğimin, zamanımın boşa gittiğini hissettim. Eve sığamadım, duvarlar üstüme geliyor gibi bir çıkmaza girdim, sanki beni anlayacakmış gibi duvarlara anlattım sana olan sevgimi, Yemin etsem başım ağrımaz ama bir duvarın bile senden daha anlayışlı olduğunu söyleyebilirim. Çünkü ben sana, sana olan sevgimi, hislerimi, duygularımı daha doğrusu ben sana hiç bir şeyi anlatmayı cesaret edemedim. Sen ne kırgınlıklarımı anladın, nede sana olan sevgimi, sen görmezden gelmek istedin beni, Sevgimi görmezden gelmen sorun değil ama sen benim kör noktamı bilip sürekli oraya yanaşıp yaralaman yüzünden öyle bir araftayım ki, senin gönlünde nereye ait olduğumu asla bilemedim. Aynaya baktım ve biliyormusun? Karşımda duran, kendime acıdım, insan kendine acır mı? Ben kendime acıdım. O yüzden ben aynaya değil, sana bakmak isterdim.

Mesala ; Sen aynaya bakınca şiir yazabiliyor musun? Hayır dediğini duyar gibiyim ama ben sana bakınca yazabiliyorum. İlham gelmesinin sebebi, benim olan sevgim. Ben bugüne kadar yanılmadım, sevgimle beni yaralamak belki hoşuna gidiyor ama kimse, kimsenin tek seçeneği, tek çaresi, tek çıkar yolu değil, bunu bil. Kendine mecbur olunduğunu sananlar bir gün yalnız kaldıklarında anlarlar derler, Belki büyük bir araç misali, büyük bir insan değilim ama çok büyük bir sevgim var, buda karşılıksız olduğunda, yaralandığım yer kalbim orası da benim kör noktam, Bir insan sevgiden, aşktan,sadakatten,duygularından canı acıdığında bilin ki, nereden, yaralanıyor, canı yanıyorsa, yaralandığın yer senin kör noktandır.... Benim kör noktam, sana olan sevgim yüzünden maalesef kalbim....

 #sevgi #muhammedarat #sevgim #körnokta #yaralandığınyerseninkörnoktandır 

2 Ağustos 2024 Cuma

SEVGİ Mİ ? SADAKAT Mİ ? " C "ŞIKKI HİÇBİRİ

 Bu zamanda, daha doğrusu bu yaşımda şunu gördüm, öğrendim diyebilirim, gerçekten birini sevmeyeceksin, hoşlanacaksın ama sevmeyeceksin, ciddi değil, olursa olur, olmazsa olmaz, çok da önemli değil demeyi bileceksin. Ben beceremiyorum ama şu an kalbimle değil, aklımla yazıyorum.

Soruyorlar sevgilin var mı? Yok dediğim zaman, var gibi duruyor, yazdıklarımı soruyorlar, Sevgi hissi olan yazılar sadece, ben o işleri çok sallamıyorum, Sevdim evet, seviyorum hâlâ ama o olacak iş değil o yüzden takılmıyorum, zaten ben seni düşünmüyorum ki, sevmezsen sevme be, sevgi ne ki zaten, ben öyle duygulara papuç bırakmam zaten, sevgi vakti geçmiş bir duygu, ben düşünmüyorum seni, bazen düşünüyorum işte, iş yerinde, otobüste, evde, koltukta oturup, akşam sana gün içinde olan biteni anlattığımı, yemek yerken, işte şu an karşımda olsa beraber yer sohbet ederiz gibi saçma düşünceler işte, bunları sen boş ver zaten, sana güvenmek istiyorum, yada bazen konuşsam mı? diye düşünürken, işte bazen öyle yerlerde, öyle zamanlarda öyle bir şey yapıyorsun ki, hayran oluyorum sana, iyi ki sevmişim diyorum, hem çok iyi ruhlusun, hemde harikasın, bazen de kalbime kızıp neden onu sevdin diyorum. Düşünüyorum da sevgi mutlaka yaşanmalı mı? Hayatta insanın karşısına kolay çıkabilen bir şey değil sevgi, kolay denk gelmez yani, sevgiden geçmek için, çok kutsal bir gerekçen olması lazım.

Sadakat önemli, ben sevgimin, karşılığının olmayacağını bilmeme rağmen, belki bir umut, oda sever yada o da sevecekti, işi çıktı yoksa kesin severdi diye bahaneler uydurup, platonikte sevsem seni, başkasına ne bakarım, nede, başka birini aklımın ucundan dahi geçirmem, yanlış belki ama sadakatı, sevgiyi önemli diye, aşıladılar bizi küçüklükten bunların önemli olduğuna, ben bazı şeyleri konusmaşamda yazarak anlatmaya çalışıyorum, belki sana göre, ben deliyim, ben manyağın tekiyim, çünkü sen benim dışımda, ben olmayımda senin için........ sen ya o elini tuttuğunu seversin, yada her kimse işte, sadakata,sevgiye insanlar artık önem vermiyor, insanın sosyal hayatta koluna birini takması lazım gibi düşünüp ona göre davranıyorlar,

Hevesleriyle ile sevgiyi, İhtiraslarıyla sadakatı, karıştırıyorlar, herkes kendi cenazesini izlemek ister aslında, kim nereye gitmiş, sensiz dünya nasıl olmuş oturup izlemek ister, Sevgiyi sadakatı yaşamayı bilmeyenlerin elinde oyuncak olmuş bir dünyada yaşamaktayım, anlam veremiyorum, mümkün mü? Sevgimden, aşkımdan ölüyorumdan, si.....de değile geçilebilir mi? Belki gerekçeye göre değişir ama bana sorarsanız bunu kalbimle değil aklımla yazıyorum, SEVGİMİ, SADAKAT Mİ derseniz, ben " C " şıkkı HİÇ BİRİ diyorum, peki siz ne diyorsunuz?

 #muhammedarat #sevgi #sadakat #sevgimi #sadakatmi #sevgimisadakatmi #aşk #cşıkkıhiçbiri #blogspot 


26 Temmuz 2024 Cuma

ALAYCI KUŞ


 İnsan sevdiği kişi tarafından alay edildiğini hissederse, kalbi acıyor ister istemez. İnsan sevgi beslediği, sevgi duyduğu kişiye, sevgim, der, sevgilim der veya duruma göre bir takım isimler takar, insan sevdiği kişiye " Alaycı Kuş " ismi takar mı? Ben bugün gözünden yaşlar gelene kadar gülmesini, nedense kendime bağladım. Sanki alay eder gibi, küçük görür gibi, belkide gıcıklığına yapar gibi, gülmesi biraz ağrıma gitti. O yüzden "Alaycı Kuş" diyorum, o alay eder gibi gülmesine..,

 Aslında denk gelmemize sevinmiştim, bir kez görmek güzel olur diye, hafif tebessüm etmiştim ama beş dakika sürmedi tebessüm etmem. Gün sonunda kalbim kırıldı, canım sıkıldı ama yinede onu gülerken görmek, onun göz yaşları gelene kadar gülmesini duymak güzeldi, Ben üzülmeye razıyım, sen hep gül, hep kahkahalar at, ömrünün sonuna kadar, "Alaycı Kuş " seni, sen mutlu ol yeter bana....

25 Temmuz 2024 Perşembe

BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM

 Bugün benim doğum günüm, insanların doğum günleri en mutlu oldukları gündür aslında, benim sabahtan günüm güzel başladı diye billirim, karmaşıkta olsa, sevgimi gördüm rüyamda, onu rüyamda görüp uyanmak, azda olsa sevindirdi, sonra gelen telefonlar, gelen mesajlar, benim sosyal medyada veya telefonumda ekli değil ama o kişi, bir umut rüyamı hayra yorup, her çalan telefona, her gelen mesaja acaba o arar mı? Acaba bir mesaj atar mı? Yanlışlıklada olsa, bir umut bekledim. Gelen telefonlara sevindim, gelen mesajlara sevindim, hatta bana yapılan, hem evde, hem işyerinde doğum günü partisine, bile sevindim, Arayana, mesaj atana, düşünüp parti yapan, aileme, arkadaşlarıma, aslında bugün herkese teşekkür etmek istiyorum. Gün sonunda onu bana gösteren, denk gelmemizi sağlayan rabbimede teşekkür ettim bugün, zaten ama bir işim doğru gitse şaşardım, mutluluk fazla sürmedi, Çünkü "Alaycı Kuş" yaptı yine yapacağını, neyse bugün benim doğum günüm, aslında bugün bitiyor, Annem keşke hayatda olsaydı da,bu doğum günüm de, "Alaycı Kuş" en fazla sinek ısırığı gibi gelir, kaşırsam kanardı, kaşımazsam zamanla iyileşir geçerdi.

24 Temmuz 2024 Çarşamba

BEN KENDİME KIZIYORUM

Ben kendime kızıyorum, İnsan kalbini söküp, öleceğini, bile, bile, ümüğüne çökmek ister mi? O kadar kişi arasında, o, bu, şu değil, yine gitti, imkansız, olmayacak birini sevdi diye. Elimde olsa, tüm bedenimde ki, sorumlulara hesap sorup, kızmak istiyorum. Gözüme kızıyorum, ne vardı, onu görecek, bırak, aşağıya bak, sağ, sola kaydır göz bebeklerini, ne vardı, ona bakıp, etkilenecek. Ondan sonra gözler, size söylüyorum, onu başkasıyla görünce, oturup ağlamayacaksın, gözlerin dolmayacak. Size değil, ben kendime kızıyorum.

Kulağıma, ağzıma kızıyorum, ne vardı, sorduğu soruyu duyacak, cevap verecek, araçla işiniz var mı? Sana ne, sen ne cevap veriyorsun, zaten işitme kaybın var, duyma işte, yada duymamazlığa gel. Günaydın, merhaba, nasılsın, dediğinde duyma, cevap verme, yada nasıl gidiyor, sen nasılsın diye cevap verme. Sanki çok iyi konuşuyormuşsun gibi, Lal ol, zaten en iyi yaptığın şey o değil mi? O kadar çok konuşmayı seviyordun, O zaman, nasıl gidiyor yerine, sevdiğini, hoşlandığını söyleyecektin aslanım, ama ben size değil, ben kendime kızıyorum.

Elime kızıyorum, arabaya binerken, kapıdan geçerken, elinle, nezaketen, sen geç diye jest yapmaya çalışmalar, eli, kolu olmayan adam, senden daha mutlu, sanki elini tutabilmiş gibi, birde jest yapmaya çalışıyor, ama ben size değil, ben kendime kızıyorum.

Ayaklarıma kızıyorum, inmesi gereken, durakta değil, biraz daha uzun görmek için, bazen belki görürüm deyip, dört, beş durak sonra inip, tekrar inmesi gereken durağa yürüyen, o salak ayaklarıma kızıyorum, sanki, yan, yana yürüyorsun, ama ben size değil, ben kendime kızıyorum.

Ben size kızmıyorum, Sizin ipinizle, kuyuya inen, size güvenip, Sevgi bekleyen, zamanla belki olur diye, aylarca bir umut bekleyen kişi olarak, ben kendime kızıyorum.

Sevdiğim bir söz var, elin gavuru aşkla kanseri, yeniyor, bizimkiler de bizi kanser ediyor diye, gidiyorsunuz, nerede acı çektirecek, nerede kalbi kıracak, nerede, ağlatacak, nerede üzecek biri var gidip onu buluyorsunuz, ama ben size değil, ben kendime kızıyorum.

Uymak istiyorum, onu düşünmekten, uyamıyorum, kalbimi kırdığınamı  yanayım, gözümden yaşların gelmesini, engellemeye çalışmak için, ne yapmam gerektiğini düşünmekten, ne yapacağımı bilmiyorum, o namı yanayım, bunlarla uğraşmaktan uyuyamıyorum, Ben ne zaman mutluluktan ağlayacağım, inanın diğerleri çok sıktı, O yüzden, ben size değil, ben kendime kızıyorum...

19 Temmuz 2024 Cuma

REFERANSA GÖRE AŞK

 


REFERANSA GÖRE AŞK 

Hepinizin bildiği yada eskiden televizyonlarda görmüşsünüzdür, en azından duymuş olduğunuzu düşünerek, bir işe, bir yere giderken, eskiden kart verirlerdi, "Hamili kart yakınımdır " diye yazılıp gönderilirdi, sonra günümüzde, teknoloji gelişti, telefon, sosyal medya derken, artık bu işler için veya cv lerde, referans istenmeye ve refersansa göre işler yürümeye başladı. Bende bu durumdan esinlenip, referansa göre aşk nasıl olur onu yazmak istedim.

Eğer çalıştığınız yerde referansın kuvvetliyse, çok rahat beğendiğiniz,hoşlandığınız, Sevgi' nizi belli edeceğiniz kişiye açılabilirsin, gidip konuşabilir, aşkını, sevgini söyleyebilirsin. Tam tersiyse, uzaktan sevmeye veya sonu ne olur düşüncesiyle, platonik sevmeye devam edersiniz. Çünkü insanlar niyetleri sadece flört veya zaman geçirmek olsa, arada gerçekten sevende vardır belki ama sonunda onlar referans kuvvetiyle çok rahat açılabiliyor, bu öyle bir şey ki, Sevdiğimin referansı kuvvetlimi, yoksa sıradan birimi, kuvvetini bilmediğimden ister istemez çekinceler oluşuyor. 

Bu referans olayını Sevgime daha doğrusu hislerime yorumlayacak olursam, ben tüm bedenime gözüm kapalı referans olabilirim, çünkü öyle bir özellikleri var ki, hepsinin tek, tek, bunları anlatmak istedim, şunu bil ki, sevdikleri zaman çok güzel ve körü körüne seviyorlar, eğer olur ya, Sevgime bir gün karşılık verirsen, sana her bir parçam için referans mektubu yazabilirim....

Gözüm mesala, senden başka birine bakmaz, sana kötü bir ima ile bile bakmayacağının, senden başka birine baktığında kör olacağının bilincinde, sana o kadar sadık ve güzel bakar ki, gözüme uçsuz, bucaksız referansım.

Dilim mesala, sana güzel sözler söylemekten, sana seni ne kadar çok sevdiğini söylemekten başka, sevgisini anlatmaya çalışmaktan başka, farklı kötü sözler duyamazsın, olur ya, sana kırıcı bir söz, seni üzecek bir kelime edeceğinde, ömrünün sonuna kadar lal olacağının bilincinde, dilimin tatlı olacağına her koşulda referansım,

Yüzümün yanında hep gülecegine, elimin ellerinden başka el tutmayacagına, elimin sana her ne şartta olursa olsun, kızgınlıkla dahi olsa hiç bir kötü harekete kalkışamıyacagının referansı olabilirim, seni üzen yüze, gülmeyi haram edeceğime, senin elinden başka el tutan elimi, hiç bir eli tutmaktan mahrum edeceğimi bil istedim, yüzüme, elime her türlü referansım.

Kalbimin senden başka birini sevmeyeceğini, senin yanında, kuş kalbi gibi pır pır atacağını, her koşulda, seni ömrümün sonuna kadar sevip, kalbimde olacağının referansı olabilirim. Olur ya, kalbim başka birine kaymaya çalışır, ona kalp pili takar, aklıma geldikçe, o pili gıcıklığına çıkarırım, sana şunu söylemek isterim, kalbim seni çok güzel seviyor, kalbimin seni durana kadar seveceğinin referansı olabilirim.

Aklımın senden başka birini düşünmeyeceğinin referansı olabilirim. Aşkım için, sevgim için,  referansa göre aşk istiyorsan, Ben, kalbime dilime gözüme referansım. Sen, sevgisine, hislerine, bedenine, aşkına, beni ömrümün sonuna kadar sevecek biri var mı  dersen, bununla ilgili referans istersen, Ben, kalbime dilime gözüme, Sevgime referansım. Sana olan sevgimi bu yazıyla anlatmak istedim, bunun adına da, Referansa göre aşk deyip anlatmaya çalıştım, benim değil ama Kalbimin, dilimin, gözümün referansı kuvvetli bil istedim....

10 Temmuz 2024 Çarşamba

SADECE OTURUP İZLEMEK İSTİYORUM SENİ

 


Karşıma otur san, usanmadan, sıkılmadan,

saatlerce oturup izlerim seni,

Saçının her bir telini, boyutunu, rengini,

pür dikkat, oturup izlerim seni,

Ben sadece oturup izlemek istiyorum seni.

Kaşlarının, güzelliğine kattığı, güzelliği 

erinmeden oturup izlerim seni,

Gözlerin, kirpiklerin, göz bebeğinin içi,

dışının beyazın dan tut, göz kırpmalarına kadar, kıpırdamadan oturup izlerim seni,

Ben sadece oturup izlemek istiyorum seni,

Yüzünün, tüm haritasını, sana bakarken ki, kalp çarpıntıma rağmen, heyecandan, elimin ayağımın titremesi, nefes alış, verişimin ritminin bozukluğuna, dilimin o an lal olmasına aldırış etmeden, oturup izlerim seni.

Gözlerimin göreceği en son güzellik, kulaklarımın duyacağı, en güzel ses, senin sesin ve bunun sonunda, kalbimin duracağını bilsem de, yine de oturup izlerim seni,

Ben sadece oturup izlemek istiyorum seni.

16 Haziran 2024 Pazar

ANNEMSİZ GEÇEN BU KAÇINCI BAYRAM

Yine bir bayram günü daha geldi çattı, eskiden gelsin dediğim bayramları, şimdi ise şu bayram tatilleri çabucak bitsin der hale geldim. Benim çocukluğum yokluk içerisinde geçti, kıtlıklar, yokluklar ve zorluklar yaşadım ama bayramlar çok güzeldi, hayatımızı kolaylaştıran maddi bir servetimiz yoktu ama müthiş bir Anne sevgisi ile bu günlere geldim. Annem sayesinde Sevgiyi tattım, Sevgiyi büyüttüm yüreğimde. Bana ve kardeşlerime bıraktığı en büyük servet Sevgi oldu. Annemsiz  geçen bu kaçıncı bayram olacak artık saymıyorum. Bayramlarda hep uğradığım yer daha doğrusu, Annemin bizi beklediği durağı, Karşıyaka mezarlığı oldu, "T2 A 739" numaralı yerde her bayram, bayramını kutluyorum. Bu bayram sabahıda camın önünde  bizi beklemeyecek.

Çünkü bu bayramda, elini öpeceğimiz  Annemiz aramızda değil artık.Tabi anlatılması zor bir duygu bu, yaşayan daha iyi anlar beni. Mezarda yatan bir Annenin bayramına gitmekten daha zor ne olabilir ki? Bu yüzden bu kurban bayramı benim için heyecansız ve coşkusuz bir bayram olacak.

Yaşım 42, kaç yaşında olduğun önemli değil,

Saçımda, sakalımda aklar olsa bile, söz konusu Anne olunca, küçük bir çocuk  kadar duygusal oluyor, Annesiz bayram geçiren insan.

Bu kaçıncı Annemsiz geçen bayram ama yine de bir bayram daha geldi, Anne mekanın cennet olsun, bayramın mübarek olsun, benim canım Annem.....

 

5 Haziran 2024 Çarşamba

A-Ş-K Her harf bir düşünce


Aşkın zehri gibi, panzehiri de olmalı.

Sevginin gücü gibi, o güçle baş edecek dayanıklı bir kalbinde olmalı.

Karşılıksız aşkın, gazabından kurtulacak bir aklın olmalı.

Gözlerinin güzelliğine dayanacak, sağlam bir yüreğin olmalı.

Güzelliğinin karşısında, lal olmayacak bir dilin olmalı.


ŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞ


Aşkımın karşılığı olsa, panzehiri de istemem.

Sevgimin karşılığı olsa, kalbimde artık sıkıntıda istemem.

Karşılıksız aşkımın karşılığı olsa, aklımda senin olmadığın bir düşünce istemem.

Gözlerine bakmaya cesaretim olsa, yüreğimdeki pır pır atmalar artık olsun istemem.

Güzelliğin ömrümün sonuna kadar karşımda olsa, diliminden sevgi sözcüklerinin eksilmesini istemem.


KKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKK


Aşkıma karşılık yok biliyorum,

Sevgimin masumiyetinin senin için bir önemi yok onu da biliyorum.

Gözlerini benden uzak tutup,güzelliklerinden beni mahrum ettiğini de çok iyi biliyorum.

Güzelliğinin farkında olduğun için, beni beğenmediğini anlıyorum ve biliyorum...

 

28 Mayıs 2024 Salı

Platonik Aşk

 

Hayat yine şaşırtmadı beni, yada alışkanlık mı yaptım onu da bilmiyorum ama tek bildiğim, ben platonik aşk yaşamak için gelmişim sanki bu dünyaya, belki de öbür türlü daha çok canım yanacak.

Yok, yok ben öyle seviyorum deyip, belki de kendimi avutuyorum, hiç bir beklentim yok hayallerim dışında, öyle küçük şeylerden mutlu oluyorsun ki, yada anlamsız hareketlerden kendine pay çıkarıyorsun. Gün içinde bir dakika bile denk gelsen, o an bir gülse acaba bana mı güldü diyorsun, yada sana doğru kafasını çevirip, sana baktığını gördüğünde, anlamsız sırıtıyorsun, hayaller kuruyorsun, o ihtimali bile yaşamayı seviyorsun, ama kötü bir bakış sezdiğinde veya camı kapadığında, görmezden geldiğini hissettiğinde, seninle ilgisi yoksa bile, o günün moral bozukluğu oluşturabiliyor ister istemez, o yüzden uzaktan sevmek iyidir deyip, o yüzden ben seni, uzaktan seviyorum...

Sen benim 24 saat kalbimdesin, bunun 18 saatini hayallerimde, 6 saati rüyamda oluyorsun, Sana duyduğum özlemi anlatmaya kelimeler yetmez, o yüzden sosyal medyada gezerken, beni anlatan bir söz denk geldi, bir videoda, Metin Ersan ne güzel söylemiş, ben seni değil resmini tanıyorum, belki tanısam seni, sen benim bütün güzel düşüncelerimi yıkarsın. Sen beni neden seviyorsun dediğinde, karşılık olarak bundan sanane demek geçiyor içimden, Çünkü her sabah seninle başlayan düşlerim, günün sonunda yalnızlığa dönüşüyor, zaman bir şekilde geçiyor, tek avantajım bu platonik aşk denen saçmalığın tecrübesinden dolayı, ona zarar vermemek, üzmemek, kırmamak, kötü hissetmemesi, canı sıkılmaması için, susmam gerektiğini biliyorum ve ona göre davranıyorum.....

12 Mayıs 2024 Pazar

Anneler Günü

 



Bugün Anneler günü, daha önce ki, Anneler günlerinden farklı olarak elimde yetkim olsa, televizyonlara, gazetelere ilan veririm, hatta kanun bile çıkartırım, lütfen artık usulca ve sessizce kutlarmısınız, Anneler gününü diye... Benim için Annemin yokluğunu hissettigim bir gün daha geldi. Neden benim Annem yok, bugün bende Anneme sarılıp, elini öpüp, Anneler günün kutlu olsun Annecim demeyi çok isterdim. Herkes Annesine ne hediye alsam diye düşünürken veya aldığı hediyeyi Annesine verip, onu sosyal medyadan paylaşırken, ben Annemin mezarına nasıl bir çiçek diksem diye düşünüyorum veya mezarı başında resim çekip onu paylaşıyorum sosyal medyada maalesef.

Ben 42 yaşındayım büyüdükçe düzelir sandım, olgunlaştıkça biraz daha belki kabullebilirim diye düşünürken, sanki yaşım küçülüyor gibi, küçük çocuklar nasıl Annelerini ister, bende öyle Annemi istiyorum ve onu çok özlüyorum, dünya kocaman ama ben kendimi tek başıma hissediyorum, aslında dünyada benim gibi yüzlerce, binlerce, Annesiz insanlar var, beni onlar daha iyi anlarlar, çünkü ben onları çok iyi anlıyorum...

Size bir tavsiye veriyim mi? Ben Annemi gülerken de gördüm, o kadar güzel gülüyordu ki, o kadar güzel gülüşü vardı ki! Annem bize belli etmese de, Annemi ağlarken de gördüm, aslında elimde imkan olsa, geriye gidebilsem, hep gülmesini sağlayabilsem, o yüzden siz hep Annenizi güldürün, Annelerimiz hep gülsün ve onları hep gülerken hatırlayalım... 

Bugün Anneler günü, Anneciğim Anneler günün kutlu olsun, mekânın cennet olsun, benim güzel Annem.....

10 Nisan 2024 Çarşamba

Annemsiz bir bayram daha


Bugün günlerden nerede o eski bayramlar dediğim bir bayram daha geldi çattı... Annemsiz geçireceğim bir bayram daha geldi...

Eskiden bayramlık kıyafetler alınır, sabah onları giymek için çabucak sabah olsun isterdim. Bayram namazını kıldıktan sonra hızlıca eve giderdim, Annemle sabah kahvaltı yapmak için, sonra elime poşet alıp, şeker toplamaya giderdim, sonra eş, dost, akraba ziyaretlerine gidilirdi, artık Annemden sonra bayramların tadı yok ve buruk geçiyor benim için, Allah'ın gücüne gitmesin ama bayramlar gelsin istemiyorum...

Bayramlarda kahvaltı yapıyoruz, bir araya geliyoruz, Annemin yüzlerini gördüğü torunları, Annemden sonra dünyaya gelen torunları, hep beraber oluyoruz ama yine de Annemsiz bir buruk geçiyor benim için. İleride yeğenlerim, büyüdüğünde, çoluk çocuğa karıştıklarında, Amcam, Dayım bize bunları derdi, bunları anlatırdı deyip, onlarda bizi anlatırlar, kim bilir...

Aslında bende yeğen çok isimlerini yazsam uzun sürer, sekiz tane yeğen var. Hepsiyle bayramlaşıyoruz, kundaktakine kadar, o kadar çok harçlık veriyorum ki, bazen diyorum, bu sene farklı bir şey yapalım, siz bana harçlık verin diyesim geliyor ama verecekleri cevap belli, Hayır, bayram harçlıklarını büyükler verir derler kesin. Biri bir şekilde başlıyor, Amca, dayı bayramın mübarek olsun sözüyle İlk adım atılıyor bir şekilde..

Ben yine bu bayram Annemin mezarına gideceğim ve Annemin mezarı başında, bayramın mübarek olsun Anne diyeceğim. O yüzden eski bayramları özlüyorum, Annemle geçirdigim bayramlara, tekrar o günlere geri dönmek isterdim. Anne bayramın mübarek olsun, mekanın cennet olsun....

O yüzden siz, siz olun ailenizle birlikte bu bayramların kıymetini bilin, ben beceremiyorum kutlamayı ama siz bu bayramları, en güzel şekilde, sağlıklı, huzurlu mutlu bir şekilde kutlayın. Bayramınız mübarek olsun.....

 

5 Nisan 2024 Cuma

UZAKTAN SEVİYORUM SENİ

 Konuşmadan, sadece bakarak sever mi insan.

Sesini duymak için kulak misafiri olur mu insan.

Sırf gözlerine bakmak için, karşına geçmek için bahane bulur mu insan.
Her gün, her saat bunları senin için yapmaya çalışan bir insan.
Uzaktan sevmeyi başarmış bir insan,
Maalesef uzaktan seviyorum seni.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Kalbimi kırmana rağmen,
Beni arada yok saymana rağmen.
Görmezden gelmene rağmen.
Beni kendine yakıştırmamana rağmen.
Uzaktan sevmeyi başarmış bir insan.
Maalesef uzaktan seviyorum seni.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Kalbim hep seni istiyor.
Aklım durmadan seni düşünmek istiyor.
Gözlerim hep seni görmek istiyor.
Yüreğimden geçen sözleri dilim sana söylemek istiyor.
Ellerim, ellerini tutmak istiyor.
Uzaktan sevmeyi başarmış bir insan.
Maalesef uzaktan seviyorum seni.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Rüyalarda değil,
Dualarda değil,
Hayallerde değil,
Seni başkasının yanında hiç değil,
Her gördüğüm kişiyi sana benzetmek değil,
Uzaktan sevmeyi başarmış bir insan.
Maalesef uzaktan seviyorum seni.

20 Mart 2024 Çarşamba

OTOBÜSTEKİ KIZ

- Siz hiç Lal oldunuz mu? Aslında beni tanıyan bilenler bilir, ne kadar çok konuşmayı sevdiğimi,susturamazlar,kolay,kolay,hani derler ya, üç lira ver konuş, beş lira ver susuturamazsın diye, işte o söz benim için söylenmiş diyebilirim. Taki o güne kadar, otosbüsteki kızı görünce Lal oluyorum. Otobüsteki kız dememin sebebi, en yakın şekilde görüp, konuşabileceğimi düşündüğüm yer diye bilirim, onun dışında zor zaten. Bazen otobüs dolu olur, binerken gözlerim onu arar, acaba binmişmi diye, gördüğümde uzaktanda olsa, gözlerimi kapatıp açarak, kafayı hafif aşağıya eğerek, bir şekilde kendimce selam göndermeye çalışıyorum. Denk gelir, günaydın, iyi akşamlar deme imkanı bulursam ve aynı şekilde karşılığını alırsam, o gün kendimi onunla konuşmuş sayıyorum, onun sesini üç saniyede olsa duymak bana iyi geliyor. Her gün durakta beklerken,her binişimde acaba bugün denk geleceğizmi diye içimden geçiyorum. Otobüse bindiğimde, eğer otobüsteki kızla denk gelemediysek, ne o yol bitiyor, nede modum iyi oluyor, çünkü onu görmem yetiyor, kimi zaman hayal kuruyorum, şunları derim, o bana şöyle cevap verir deyip bir şekilde senaryo kuruyorum kafamda, kimi zaman onu koruyan bir kahraman,kimi zamanda yağmur yağdığında, şemsiyesi olmasın,ben şemsiyemi veriyim, centilmenlik yapıp,bir şekilde nasıl sohbeti, muhabbeti ilerletebilirim düşüncesi doğuyor, kötü tarafıda oluyormu? hep mi iyi şekilde ilerliyor derseniz, tabiki de, beni üzen durumlarda oluyor, bir gün önce , otobüste merhaba dediyse, ertesi gün veya diğer günler, ne selam alıyor, nede benim için uzun olan, günaydın, merhaba, nasılsın gibi sözlerden mahrum ediyor, yada bazen görmemezlikten gelince, acaba ne yapmış olabilirim diye düşünüyorum ama anlamsız bir şekilde bazen geri eski moda döndüğünde, biri gitti, arayımı buldu diyeceğim, benden başka bilen yok, İmkansız olduğunu biliyorum, daha doğrusu olmayacağını biliyorum ama nedense her gördüğüm,daha doğrusu onu andıran kişileri gördüğümde ilk başta o sanıyorum, her gözümü kapattığımda, o aklıma, hayalime geliyor, aslında her yerde o  varmış gibi her seferinde onu görme hissi oluşuyor, otobüsteki kızın size kaç tane farklı montu var sayabilirim, her detayını,her değişik giydiginden tutun, eğer ayakkabısı yeniyse, yeni ayakkabı almış diye kendime söylüyorum. Bazen bazı şeyleri kabullenmek gerekir, o yüzden ben bu kadar, Hoşçakal otobüsteki kız....!!!!

 

19.02.2012 - 19.02.2024 ANNEMSİZ GEÇEN 12 YIL



 

ABLAMIN DOĞUM GÜNÜ

 (S)erap ablamın doğdu gündür bugün,

(E)kim ayının başında başlar kutlamalar,

(R)esimler paylaşılır, sözler yazılır, hediyeler alınır, o gün.

(A)blam her yaşında, bir önceki yaşından daha mutlu, daha sağlıklı,daha huzurlu bir hayatın olsun.

(P)elerinsiz, kanatsız, bize kol kanat olan ablama, aklıma İlk gelen, bana ilkokulda ezberlettigi şiiri hediye edeceğim.


"Şiirin aslı"

Şu sarı boyalı ev varya bizim ev,

Annem, Babam, Kardeşlerim,

Biz onu severiz, oda bizi sever,

Bunca yağmura,karasoğuğa, 

Çoktan bizi bırakıp giderdi.

&&&&&&&&&&&&&&&&&_


"Şiirin değiştirilmiş hali"

Şu sarı saçlı kız varya,melek gibi olan işte o benim ablam,

Annem Babam Kardeşlerim,

Biz onu severiz oda bizi sever,

Bunca badireye, bunca olaylara rağmen.

Çoktan başkası olsa bizi bırakıp giderdi, her zaman bizim yanımızdadır, benim melek ablam.


33 yıl önce ezberlettigin şiir, başka şiir ezberletmediğin için, başka şiir bilmediğim için, sana tek bildiğim şeyi söyleyeceğim, doğum günün kutlu olsun, hep mutlu ol, ablaların bir tanesi. 🥳🎂🎉

ANNELER GÜNÜ


 Bugün ANNELER GÜNÜ ve Annemsiz bir ANNELER GÜNÜ daha geldi, ateş düştüğü yeri yakıyor ve beni bu acıyı çekenler daha iyi anlar.

Sizin hiç Anneniz öldü mü? Sizin hiç Annenizi buz gibi bir morga koydular mı? Soğuktan yapışan saçlarını, canı yanar korkusundan anlından alamadığınız oldu mu? Onu son kez öptüğünüzü ve bir daha asla öpemiyeceğinizi, göremiyeceğinizi bilmenin verdiği o çaresizliği yaşadınız mı? O güzel merhametli kalbinin artık atamayacağı gerçeği yüzünüze çarptımı? Bugün ANNELER GÜNÜ ve Anneniz yoksa, Anneler günü olmuyor, mesala, sabah kahvaltıları, akşam yemekleri olmuyor, yemeden, içmeden kesiliyorsunuz, sonra bir zaman geliyor yiyorsunuz ama hiç bir tat almadan yemek zorunda kalıyorsunuz, günler akıp gidiyor, aylar hatta yıllar akıp gidiyor ama sizin aklınız sadece Annenizin gittiği günde kalıyor, hep bir yanınız eksik oluyor, gülüşleriniz eksiliyor artık, mutluluğunuz kayboluyor, Anneniz yoksa, aslında sizde bir nevi ölüyorsunuz.

Ben her gün yada her hafta mezarının başına gidiyorum, mezarlığa giderken, ben mezarlığa gidiyorum demiyorum, ben Anneme gidiyorum diyorum, elimden hiç bir şey gelmiyor, acım hafiflemiyor, unutacaksınız geçecek diyenler hep yalan söylüyor o acı hep kalıyor, ilk günkü gibi, başın sağolsun ne kadar acımasız bir laf olduğunu o zaman anlıyorsunuz, ağlama diyenler oluyor, güçlü ol diyenler oluyor, onlar dedikçe ben susuyorum.

Bugün ANNELER GÜNÜ ve Annem yanımda olsaydı şunları söylerdim veya yanımdaymış gibi gidip ona şunları söylerdim deyip düşüncelere dalıyorum, bugün şu hediyeyi alırdım Anneme, Annem olsaydı şöyle gülerdi şu sözüme, Annem olsaydı şu sözüme kızardı diye hayaller kuruyorum sonrada duvardaki resmine, bakıyorum, bir söz var "Resim duvarda asılı ama çivinin acısı kalbimde diye " benim durumumda tamda öyle, duvarda resmi kalıyor ama çivisini kalbimde hissediyorum,.

Bugün ANNELER GÜNÜ beni duyduğunu gördüğünü biliyorum Annecim, seni çok seviyorum. Anneler günün kutlu olsun, benim güzel Annem, mekanın cennet olsun, dualarım hep seninle.

ANNEMSİZ GEÇEN 11 YIL

Hayatımın değiştiği daha doğrusu, bu şekilde yaşamayı benim seçmediğim, hayatın beni mecbur bıraktığı, adına yaşamak denirse yaşadığım bir hayat var.

Hayatımın anlamı olan ve bunu her 19 şubatta dile getirsem de, ben 11 yıldır ANNEMSİZ geçen her gün, bunu kendi kendime söylüyorum...

ANNEM gitti, ben bittim.

ANNEM gitti, ben istemediğim bir hayat seçtim.

ANNEM gitti, ben yarımı kaybettim.

ANNEM gitti ve ben .... bunun gibi yüzlerce şeyler söylüyorum, Bugün benim ANNEMSİZ geçen 11 yılım ve ben ANNEMİ çok özledim, bazen anlatmaya sözcükler yetmiyor, sadece şunu söyleyebilirim insanın ANNESİ gittiginde bir tarafı eksik oluyor ama yaşadığı hayat çok değişiyor, kimi zaman kendini sığıntı gibi hissediyorsun, kimi zamanda bir fazlalık, çünkü hayat çok acımasız habire tekmeliyor...

ANNEM sen üzülme oğlun alıştı, bugün tam 11 yıl oldu, ben 2012 deki yokluğunda ki hislerim neyse, yıl 2023 yokluğun ve özlemin her sene artıyor ve gözlerim kalbim hep seni arıyor ANNEM...

Mekanın cennet olsun benim güzel ANNEM.

Seni çok seven oğlun.....
 

TABİ Ki ABLAM 12 EKİM DOĞUM GÜNÜ

(S)aatlerdir çaktırmadan,sosyal medyada gelen mesajlara bakıp aradan iyilerini seçip watsapta yayınlıyan ABLAM.

(E)n güzel doğum günü mesajları için,kim ne yazıyor,kim ne düşünüyor,kim ne dileklerde bulunuyor,kimler arayacak,kimler ne hediye getirecek deyip,sonrada,hediyeye,pastaya gerek yok diyen ABLAM.

(R)ivayet bu ya,yıllar önce başlamış,bu doğum günü,kutlama yada kutlamaya gerek yok olayı,gelin size bunun başlangıcını anlatayım,duyduğum ve hatırladığım kadarıyla,kimden mi duydum,kim mi anlattı,tabiki ABLAM.

(A)ncak yıl olarak,oda bu olayın olduğu yılı hatırlamıyorum diyor,ben doğmadan önce yaşanmış diye düşünüyorum ama neyse sorun yıl değil zaten,arada anlatır bizi güldürür ABLAM.

(P)aramızın olmadığını bir dönemmiş,ha halen paramız yokda,o zamanlar dahada fakirmişiz diyor ama belkide para daha bulunmamışda olabilir,neyse konumuza dönelim,12 Ekim'de doğmuş ve her yıl doğum günü kutlaması yapılırmış,sonra hem gündüz,hem akşam evde doğum günü kutlanırmış,sonra gündüz kutlamaları azalmaya başlamış,dururmu, bizimkisi,sizmisiniz kutlamayan deyip,gündüz mahalleye gelen,eski ayakkabı verip,iğde, leplebi,keçiboynuzu satın aldığımız kişiye,sen git,evde sıfır terlikleri,ayakkabıları makasla kes,leblebiciye ver,sırf kendine gündüz doğum günü sürprizi yapmak için,tabi bizimkiler bu durumu fark ediyor ama kaç yıl sonra,her 12 Ekim'de ayakkabı ve terlikler kayboluyor,en iyisi diyorlar,bu bize pahalıya gelecek deyip tekrar günde iki kere kutlamaya başlıyorlar,her sene,sosyal medyaya bakıyorum,kimileri akşamdan süpriz yapıyor,kimi gündüz süpriz yapıp pasta kesiyor,herhalde bu hikayeyi herkese anlattı ABLAM.

(Yaşanmış bir olayı akrostiş olarak,yazmak istedim,aslında bizde hikâye bitmez,benim kafamın yarılması,elektrik çarpması,yeni taşındığımızda,eski mahalleye gitme operasyonumuz,say,say bitmez bu olaylarda daha ABLAM ilkokula gidiyordu,o yüzden her 12 Ekim'de iyisiyle,kötüsüyle bir çok anımız var ABLAM' la,daha çok anı biriktirmek için,her zaman mutlu,sağlıklı huzurlu nice mutlu yaşların olsun.Doğum günün kutlu olsun.Seneye 12 Ekim'de yeni bir hikaye ile görüşmek üzere,bu hikayenin kahramanı ve anlatanı,yaşayanı,kim mi?Tabiki ABLAM.   🎂🎉🥳😀

ANNEMSİZ GEÇEN ONUNCU YIL (19.02.2012-19.02.2022



Ben Annemi on yıl önce bugün kaybettim.

Ben annemi otuz yaşındayken kaybettim.

Annem, Elli yaşındaydı ve bir kanser savaşına yenildi. Annesizlik çok acı, bu acının tarifi imkansız.Yaşadığınız hayatın tüm dengesi değişiyor, her şey renkli iken, bir anda siyaha dönüyor. Sen yaşantına ne kadar renk katmaya kalksanda, yada renkli yaşıyor gibi gözüksende, kahkahalar atsanda, zaman, zaman, hatta gözlerinden ışıklar saçacak kadar mutlu olsanda, sonra yine hep siyaha dönüyor hayatın.

Her gülüşümde, yüreğimde bir hüzün saklı. Hatırlamak diye bir şey söz konusu değil, çünkü benim aklımda, kalbimde unutmak diye bir şey yok, kocaman bir Anne özleminin varlığıyla çarpıyor kalbim. Annemi çok özledim.

Tarif edilemeyecek kadar muhteşem olan hayallerim, yaşamak istediğim güzel günler, aklımda, kalbimde pırpır ediyordu, neşe dolu biriydim. Sonra Annemi kaybedeceğim gerçeğiyle yüzleştim. Sonrada, ben bu acının en katmerlisini yaşadım. Yeğenlerim var, bazen bir araya geldiğimizde, keşke Annemde görseydi onların bu halini diyorum, Görmeselerde, Annane, Babaanne deyip, yanına gittiğimizde sesleniyorlar, torunların seni biliyorlar Annem.

Keşke Annem olsaydı bu kadar zorlamazdı beni bu hayat, bende herkes gibi Annemin kıymetini çok daha iyi anladım. Annemi kaybettikten sonra, meğer Annemin, benim için ne çok şey yaptığını fark ettim.

Hayatımın geri kalanı, Anne merhametinden eksik olarak geçecek, yaşantımın, hayatımın bir köşesinde hep hüzün olacak.

Tüm Annesi olan sesleniyorum, itiraf etmeliyim ki sizi çok kıskanıyorum. Özellikle televizyonda, dışarıda, herhangi bir yerde yaşıyorum ben bunu, yanındaki kişiye Anne diye seslenenleri duyunca kıskanıyorum da, üzülüyorum da. Her daim Annenizin varlığına şükredin ve varlıklarının değerini bilin.

Bugün tam on yıl oldu, kimi tanıdıklar hatırlar o günleri, hastane bahçesinden, cenaze namazına, ordan mezarlığa, daha dün gibi diye konuşurlar ama bugün Annemiz geçen onuncu yıl...

Annem mekanın cennet olsun....

9 Temmuz 2021 Cuma

İNSAN KALBİYLE KONUŞUR MU ?

 

Ben kalbiyle konuşanlardanım, aslında kalbim, aklım yeri geldiğinde gözüm ve dilim dahi olaya karışıyor, genelde aşk ve sevgi gibi konularda...

Kalbimin şöyle bir sıkıntısı var, gidiyor olmayacak insanlara kendini kaptırıyor, ya yaş olarak küçük veya büyük birine yada kesin olmayacak birini buluyor bir şekilde. Aslında kalbimin sevgisine karşılık verecek olan kişi, bilmiyorum kim kalbime  girecekse, önce onu oradan çıkarıp tozunu alması lazım, örümcek ağı bağlamıştır kesin, boş kullana kullana, kullanılmayan bir eve yıllar sonra girilmesi gibi.
Kalbime kızıyorum bazen, ne bazeni devamlı kızıyorum, niye o kişiye gönlünü kaptırdın diye, kalbimde diyor ki, bana ne kızıyorsun, git konuş, belki kabul eder, karşılık verir aşkına, ama aklım nedense, yok diyor, dilim lal oluyor, Başka zaman çar, çar konuşan dilim, bazen sivri dile dönüşen dilim, onun karşısında tutuluyor. Hadi beni mahçup etme konuş desende, nafile gıkı çıkmıyor. Bazen birleşip gözümü suçladıklarıda oluyor, görmeseydi, bakmasaydı, farklı gözle desede gözde cevap veriyor kendince, ben görmesemde, kimi sese, kimi gösterilen ilgiye kendini kaptırıyor, deyip işin içinden sıyrılmaya çalışıyor.
Çok saçma belki ama bir filim izlersin, komedi, dram, aksiyon, konu farketmez, yada yolda gördüğün bir tabeladaki onun ismi, yada onun isminin söylendiği herhangi bir yerde hemen aklına, kalbine düşüyor.
Mesala Annesi çocuğuna, Zehra içeri gir diyor, yada bir dükkan tabelasında, Dilek market, Tuğba kuruyemiş yazar, çiçekçide gördüğün, Papatya, Gül, Fidan, Menekşe, ne gördüysen onun ismini anımsatan, hatta ve hatta lastiklere Hava basılır, yazısındaki, Hava yazısını bile eğer kişinin adı ise aklına geliyor.
Bir şarkıda Nur yüzlüm, bir replikte, Güneş gibisin gibi, sadece kalbindeki kişinin ismini görmen veya duyman yetiyor. Bahane bulup onunla ilgili hayaller kurmak için... Bu arada burda örneklerde hep farklı isimler belirttim bu yazıyı yazarken. Kalbim dedi onun ismini de yaz ama aklım izin vermedi. O yüzden burada farklı isimler kullandım. Kalp öyle birşey ki, yeter ki, sevsin, işine aklına sır ermiyor. Geçen bir filim izledim, orada erkek ölmek üzere ve son nefesini vermeden milyonlara sevdiğini kişiyi söylüyor, seni çok seviyorum diyor ve ölüyor, klasik filim repliği işte, şöyle bir düşündüm, ben olsam onun yerinde, ne yapardım dedim, ordan kalbim bir hışımla zıpladı, söyle, söyle ama aklım dedi ki, söyleme, sen zaten öleceksin, onun bir hayatı olacak, hayat ona devam edecek, vicdan azabı çekmez ama ileride başına kakış olmasın kızın  yada onu gören, farklı gözle bakmasın, boş ver deyip, son anda bile onu düşünüp söylemezdim. Bana soruyorlar sevgilin varmı? Bende diyorum ki, ben boşum ama kalbimi gösterip burası dolu diyorum. Sanki aldatacakmış gibi hissediyorum, eğer başka biriyle birlikte olursam. O yüzden insan kalbiyle konuşurmu demeyin, insan kalbiyle konuşur, bir şey verirken eli titrer, Amman titreme, beni rezil etme der. Onun karşısındayken veya onu düşünürken insan tüm benliğiyle bir toplantı yapıyor ister istemez...

9 Mayıs 2021 Pazar

ANNEMSİZ ANNELER GÜNÜ




Annemsiz geçen bir Anneler Günü daha geldi. İçimdeki boşluğu anlatmaya kelimeler, sözler yetmez. Allah'ın her günü, Annem, aklımda, kalbimde ama bugün daha farklı bir üzülüyorum. Aslında bu üzüntü duygusunun yoğunlaşmasını, önceden başlayan, Anneler Günü reklamları, haberleri, hediye önerileri derken, Anneler Gününün gelmesiyle, herkesin Annesine hediye alması, beraber fotoğraf çekilip paylaşması, ya insan bir fotoğraf karesini kıskanır mı? Kıskanıyor işte. Belki Annem yanımda olsaydı, bende çekilip paylaşacaktım ama bu konuda sözde empati yapabiliyorum sadece, duygularıma mani olamıyorum. Sekiz yıldır, her Anneler Gününde, hiç değilse Annemin Mezarına gidebiliyordum, bu dokuzuncu yıl öyle bir yıl oldu ki. Yasaklar bana bin kat zor geldi. Mezarının başına dahi gidememek, özellikle böyle bir günde, oturup çocuk gibi ağlayasım var. Annesizlik; yaşın kaç olursa olsun, insanın içini acıtan bir eksiklik. Belkide sadece Annesi olmayanların, beni anlayabileceği bir duygudur bilemiyorum. Bir kere Annenizi kaybettiniz mi, artık bambaşka bir hayatı yaşamaya başlıyorsunuz. Tüm hayatınız, düzeniniz, hatta en basiti, yattığınız yer, yemeniz, içmeniz, aklınıza daha önce gelen, o önemsiz gibi gördüğünüz bir çok özelliğiniz değişiyor, kendimden biliyorum. Yine mutlu olursunuz, yada mutluymuş gibi gözükürsünüz, o ayrı, yine yaşamaya devam edersiniz ama, Annesizliğin verdiği o eksiklik duygusu asla geçmez. Bugün Anneler Günü, o Annesiz geçen bir günün daha eksiliğini hissettiğim günlerden biri daha geldi. Bugün Annem, yanımda olamasada, bugün ben Annemin yanında olamasamda, aklımda, kalbimde, dualarımda hep Annemle, mekanın cennet olsun, benim güzel Annem. Anneler Günün Kutlu Olsun.