22 Aralık 2015 Salı

#HAYALDE #OLURDA #HAYATTA #OLMAZ


İnsanoğlu işte, hayallerinde mutlu olduğunu düşünüyor ama gerçek hayatta olmuyor ama insanın hayal dünyası o kadar geniş ki, gerçek hayata dönüş yaptığında işin rengi değişiyor, mesela loto oynadığında, büyük ikramiye kendine çıkarsa diye başlayıp hayaller kuruyor, çekilişe yakın yukarıya oynuyor işte. Allah’ım, dört kişiye çıksın, herkes nasiplensin, orada bile, pintilige oynuyor, dört kişi sayısını, beş, on diyemiyor, neyse çekiliş sonuçlarına bakarken, ilk sayı tutmadığını gördüğünde, bari bir ev parası deyip beklentiyi düşürüyor, en son sadece iki sayı tutturduğunu gördüğünde, bari üç bileydim de yatırdığım parayı kurtarsaydım diyor.


Tabi bu hayal dünyasını benim kadar kullanan yoktur, hem maddi, hem de manevi olarak ama sonuç sözdeki gibi ‘’ Hayalde olur da hayatta olmaz ‘’ tarzına uygun bitiyor. Bazen seninle ilgili hayaller kuruyorum, el eleyiz, saçlarını okşuyorum, o kadar çok şeyi yanımdaymışsın gibi, hayalimdeki sana anlatıyorum ki, bir nevi içimi döküyorum. İşte benimkisi de hayal sadece kendimi avutuyorum, hayatta olmaz işte. Gece uyurken hayal kuruyum diyorum ve hayal kurmam bittiğinde, bir bakıyorum, hayalimdeki kişiler gerçek hayatımda yoklar. Yine de uymadan önce, rüyama senin girmeni istemediğimi söylüyorum, bugüne kadar seninle ilgili hayallerimde hiçbir tane kötü düşündüğüm, en ufak bir tartışmaymış, kavgaymış, üzüldüğüm, hayalde olsa, beni üzdüğün bir hayalim olmadı, hep pozitif düşündüm ama gerçek hayatta canıma okudun. İnternette okuduğum bir söz duygularıma tercüman oldu diyebilirim. ‘’Konuşmuyor olabiliriz, birbirimizi görmüyor olabiliriz, dokunmuyor olabiliriz. Ama elimiz kalbimize dokunduğunda, bileceğiz ki ;o kalbin içinde, içimizden çıkartamayacağız bir gerçek var.’’ Tabi anlayana. Şu sözlerle bitiriyim ; Hayalde olur da, hayatta olmaz dediğiniz ne varsa benim olmadı ama sizin. Hayalde olur da, hayatta olmaz dediğiniz ne varsa, her şeyin olması dileğiyle…

#KIRILDIKÇA #İÇİMİZE #KAPANDIK #BUNUN #ADINADA ‘’ #SEN #DEĞİŞTİN ’’ #DEDİLER

Hiç ummadığınız insanlar, sizinle işleri bittiği zaman, kullanamadıklarında, size değiştiğinizi söylerler. Aslında siz hep aynısınızdır ama siz affettikçe, değer verip, kıyamadıkça, üzülmesin diye sustukça, tabiri caizse, sizi kek görüp yemeye çalışıyorlar. Ardından sizin en kötü gününüzde bile, halen kendini düşünüyorlar, belki sizi kırdığının farkında değil, belki de kırmaktan zevk alıyordur, bilemem ama şunu biliyorum, işlerine gelmediğinde en kısa yol kestirip atmak, bunun adına da ‘’Sen değiştin‘’ der geçerler…

Zaman, zaman bu tür insanlarla karşılaşanlar olmuştur, benimde oldu, hatta kısa bir özet geçecek olursam; Çok değer verdiğim insanlar oldu, bunların çoğu bana ‘’Sen değiştin’’ dediler. Değişen ben değildim aslında, hayatın vermiş olduğu yük bana biraz ağır geldi bunun yanı sıra, hiç ummadığım, gözümden sakındığım, uğruna bir sözüyle her şeyi yapacağımı bilmesine rağmen, hayatımdaki özel kişiler dahi, yükün ağır olduğunu bilmelerine rağmen, beni hep kırdılar, onlar kırdıkça, ben biraz daha kendimi kapattım, daha sonra kullanabilecekleri bir Muhammed görmedikleri için, bende içime kapandıkça söylenecek en meşhur söz söylendi ‘’Sen değiştin’’ dediler.

Sonra nemi oldu, kafamı biraz kaldırıp, iyi niyet göstermeye tam başlayacakken, düşene de bir tekmede sen atacaksın sözüyle hareket ederek, düştüğüm yerden kaldırmamak için, sırasıyla, ellerinden geleni yaptılar, Hatta bir çok söz ve laf işittim ama en çok değer verdiğim insanın sözü, en son söz oldu, acırsan acınacak hale düşersin sözüyle karşılık vermeyi düşündüm ve ona denk geldi, bana dedi ki, ellerini gösterip, aramızda beş bağ var, bunun dördü koptu, kaldı bir, bu kalan bir bağı, kopartmakta, tutmakta sana kalmış dedi. Gerçekten zeki biriydi ( 5-4 =1) dediğinde, o birinde gittiğinde sıfır kalacağını bilmesi güzeldi, o an, matematiği kuvvetli olduğu için, onu orada alkışlamak istedim ama yapmadım, şimdi diyorsunuzdur, sen dayanamamışsındır, kesin bir şey yapmışsındır, evet yaptım, söylediği sözle alay etmek için, en iyi bildiğim şeyi yaptım, yani yazdım. Yargısız infaz yaptığı için, kullandığı sözleri içeren, Hakim bey adlı küçük bir oyun yazdım ve sosyal medyada paylaştım. Sonuç ne oldu derseniz, mesaj yerine ulaştı, paylaşımımdan hemen sonra soluğu yanımda aldı ve alay ettiğimi anladığını söyledi. Sonuçta yaptığım şey için üzgündüm ama hani o kalan bir bağ vardı ya, ona, o zevki yaşatmamak için, o kalan bir bağı da, o skeçle beraber ben koparmış oldum. Şöyle geriye dönüp baktığımda, keşke benim başımdan, yaşadığım zorlu süreçler geçmeseydi de, ben içime kapanıp, kendimi kapatmasaydım, benim gerçekten değer verdiğim, arkadaşlığı, dostluğu göstermeye devam etseydim, onun arkadaşlığı, dostluğu sahteymiş ama yine de menfaatleri içinde olsa, onun gözüyle gördüğü, o beş bağ kopmasaydı demek isterdim. Ama keşkelerle, meşkelerle olmuyor, şunu tüm içtenliğimle söyleyebilirim ki. Ben, o gün neysem, bugünde aynıyım, sadece… Kırıldıkça içimize kapandık, bunun adına da ‘’SEN DEĞİŞTİN’’ dediler…..

9 Ekim 2015 Cuma

= #KIRMIZI #BAŞLIKLI #KIZ #HİKAYESİ # 2 ( #OYUN #İSTEKLERİNİ #KABUL #ETMEYENLERE )=

Kırmızı başlıklı kız ilk bölümdeki gözlüklerinin başına açtıklarını aklına getirmiş ve bu sefer gözlüksüz yola çıkmaya karar vermiş.Tabi bu arada kan davalısı kurt ormanda onun yolunu gözlemekte idi. Facebook'tan sürekli tehdit alan kırmızı başlıklı kız çareyi iki tane silahlı koruma tutmakta bulmuş. Başbakandan daha havalı olan kırmızı başlıklı kız ormanda elini kolunu sallayarak annannesinin evinin yolunu tutmaya başlamış, ilerde pusu kuran kurt, birde ne görsün, kırmızı başlıklı kızın yanında, iki tane silahlı adam, tabi zavallı kurt, nereden bilsin, onları kırmızı başlıklı kızın tuttuğunu, kendi kendine söylenmiş; iyi de kırmızı başlıklı kızın yanındakiler kim böyle? Bunlar hikayede yoklardı ki,demiş. Kendi kendine, aklına kaçırıldı fikri gelmiş kurdun, kırmızı başlıklı kızı kurtarmak için önlerine çıkmış, tabi bu arada kırmızı başlıklı kız çıngarı çıkarmış, ah yetişin korumalar kurt bana saldırıyor diye ortalığı yıkmış, kurt şaşırmış orada ne olup bittiğini anlamadan korumaların yoğun ateşine maruz kalmış ve oracıkta yaşama veda etmiş. Kurdun öldüğünü gören kırmızı başlıklı kız, ya demiş: Sen bana farmville'de yardım etmez misin, işte sonun bu olur demiş, arkadaşlarına da, kurdu örnek gösterip arkadaşlarından sürekli bir şeyler almaya başlamış. Facebook'ta, farmville rekoru kırıp, gines rekorlar kitabına girmeyi başaran, tek kırmızı başlıklı kız olma ünvanını almış oldu bu sayede...

‎= #KIRMIZI #BAŞLIKLI #KIZIN #DEĞİŞTİRİLMİŞ #HİKAYESİ #HEMDE #TÜRKÇE #DUBLAJLI =

Kırmızı başlıklı kız bir gün annannesine yiyecek götürüyormuş. Hava çok sıcak olduğu için ormandaki alışveriş merkezinden kendisine aksesuar niyetine güneş gözlüğü almış ve takmış. Kırmızı başlıklı ve güneş gözlüklü kız ormanda giderken yanına bir sincap yanaşmış başlamışlar sohbete, derken bu sohbete oradan geçen kelebekte katılmış, sohbetin bini bin para, kahkahalar havada uçuşuyor, derken gözünde güneş gözlüğünün olduğunu unutan kırmızı başlıklı kız, akşam oldu sanmış, derken annannesine götüreceği yiyecekleri orada sincap kardeş ve kelebek kardeşle oturup bir güzel yemişler. Aradan biraz vakit geçtikten sonra aklına gelmiş ama iş işten geçmiş, kadıncağız orada aç sefil bekliyor. Ne yapsam, ne etsem diye düşünürken, gözünü sincaba dikmiş, hemen orada sincabın ümüğüne çökmüş ve sincabı annanesine götürmüş ve onu orada haşlayıp annanesine yediren kırmızı başlıklı ve güneş gözlüklü kız oradan evine doğru yol almış ve buda demek oluyor ki, arkadaşım deyip sana yemek yediren kişiye de, her ne olursa olsun güvenmeyeceksin…

24 Eylül 2015 Perşembe

#BAYRAMIN #MÜBAREK #OLSUN #ANNEM










Bugün bayram maalesef, maalesef diyorum, çünkü şimdiki bayramların tadı yok, eski bayram günlerine gidiyorum, o günleri hatırlıyorum ve hafif yüzümde tebessüm oluyor ANNEM. Şöyle bir düşünüyorum da sen yokken bayramlarında tadı olmuyor ANNEM. Sensiz geçen bu dördüncü kurban bayramı, hani derler ya, kurbanın etiyle yapılan ilk kavurma tatlı olur, ondan sonrasında o kadar tatlı olmaz derler, benim damağımda ise senin yaptığın kavurmaların tadı var, o yüzden tatsız bir bayram daha beni bekliyor. Biliyorum benim gibi niceleri var, bayramdan tat almayan, kimilerinin parası yok, kimilerinin huzuru, kimilerinin yakınları, oğulları, eşleri, çocukları yok yanlarında, beni tek anlayan, canından can gidenler anlayabilir. Bugün bayram diye söylemiyorum ANNE. Seni seviyorum ve özlüyorum, hem de her gün, her saat, her dakika, her saniye, aklımdasın ve kalbimdesin. BAYRAMIN MÜBAREK OLSUN ANNEM.

Benim güzel, melek yüzlü ANNEM.
Bana, hayat verdin, ben sana hayat veremedim ANNEM.
Bana, cesaret ve güven verdin, ben seni kurtaramadım ANNEM.
Bana, hayattayken o kadar çok şey öğrettin ki ANNEM.
Bana, tam her şey bitti derken ANNEM.
Bana, yokluğunla da çok şey öğrettin ANNEM.
Bana, zor zamanımda yanımda olmayanların, gerçek yüzünü anlamamı sağladın ANNEM.
Bana, yanlış insanları dost seçtiğimi de, göstermiş oldun ANNEM.
Bana, yanlış kişileri, sevmiş olduğumu da, göstermiş oldun ANNEM.
Bana, değeri olmayanlara, boşa değer verdiğimi de, anlamamı sağladın ANNEM.
Bana, hayatın, acı gerçekleri olduğunu, göstermiş oldun ANNEM.
Bana, düşen söz, keşke sen hayatta olsaydın da ANNEM.
Bana, dost gördüğüm, sevdiğim insanlar, yine kazıklarını atsalardı ANNEM.
Bana, en acı gelen şey, senin yüzünü, resimler ve rüyalar dışında asla göremeyecek olmam, ANNEM.
Bana, ölmek sorun değil, ölümden korkmuyorum ben ANNEM.
Bana, korkmamı sağlayan, tek şey, acaba cennete gidebilir miyim? Onu bilmiyorum ANNEM.
Bana, en iyi gelecek şey, seni tekrar görebilmek, sen cennettesin biliyorum ANNEM.
Bana, seninle, cennette karşılaşacağımız güne kadar, huzur ve mutluluk yok ANNEM.

19 Eylül 2015 Cumartesi

#YALNIZIM



Gecenin bu saatinde her zamanki gibi uyku tutmadı yine, hayaller kuruyorum her zaman ki gibi, düşüncelerim, sohbetlerim var tabi, kiminle derseniz, kafamın içinde, kendi, kendimle, en iyisi ben size kendimi anlatıyım; Evde tek başımayken ölsem, kimse sormaz beni, merak dahi etmezler, nerde bu çocuk diye. Ailem olmasa, kimse bulmaz benim cesedimi, o kadar YALNIZIM yani, çünkü kimilerine göre, nefret doluymuşum ben, kanımda zehir varmış benim, daha söyledikleri o kadar çok sözcük var ki, hangisini yazıyım. Size şunu söyleyeyim akıtamıyorum zehrimi, anladınız mı? Anlatamıyorum içimdekileri, dökemiyorum duygularımı, kendimi ifade etme sorunum var haklı olsam bile, iki lafı bir araya getiremiyorum açıkçası, tabi insanların kendini bilmesi güzel bir şey, ben kendimi biliyorum, kötüyüm, eğer aklımdan geçenleri bilseniz, beni hemen bir akıl hastanesine kapatırdınız, zamanında uğraştılar ama beceremediler. Ben bahtsız ve şansız bir adamım, mesala; Okulda çim adam yapardık, o kadar çim tohumuna rağmen, herkesin çim adamı yeşerir, benimki kel dururdu veya yoğurt kabına pamuk koyup, fasülye ekerdik, koca okulda, fasülyesi yeşerip çıkmayan tek benimdir. Ya da bir şarkı yazsam, şiir veya söz yazsam, kesin insanlar, şarkıyı dinleyip, şiirleri, sözleri okuyup, kendilerini jiletlerler, insanları ölüme sürüklerim, o kadar vahim yani, öyle sonsuz bir döngünün içindeyim ki ve ben bundan nasıl kurtulacağımı bilmiyorum, yalnız başıma öleceğim ve ben bunun farkındayım. Sonra, her zamanki gibi, gel git aklım geliyor ve diyorum ki, kendi, kendime, madem, kimsenin umrunda değilsin, madem tek başıma yaşıyorum ben bu hayatı, YALNIZIM farkındayım. O zaman bırakında, battığı yere kadar, bittiği yere kadar yaşayım, bu hayatı. YALNIZIM tamam, buda hayatın, yaşamın, bana sunmuş olduğu bir kazık şekli, bu arada internette meşhur olan doğru bir sözle yazımı bitireyim  ‘’ İnsanların yarısı sen kaybedince ben demiştim der, diğer yarısı da sen kazanınca ben zaten biliyordum der.’’

4 Eylül 2015 Cuma

#KENDİNİ #BU #KADAR #SEVDİRMESEYDİN

Duydum ki, halen daha beni soruyormuşsun? Benim, seni unutmadığımı söylüyormuşsun? O kadar yıl geçti, halen beni sorman, beni unutmamana şaşıracakken, o an televizyonda çalan bir şarkı tüm hislerime tercüman oldu diyebilirim. İzzet Yıldızhan ’dan, seni unutmak mı? Sen deli misin? Adlı parçanın sözleri, sorduğun soruların cevabını veriyor bir nevi ama şunu söyleyebilirim ki! Benim burada bir suçum yok, sende kendini bu kadar sevdirmeseydin? Ben napıyım? Senin beni sormanda da senin suçun yok, demek ki bende kendimi sana sevdirmişim ki, halen beni soruyorsun, bende kendimi bu kadar sevdirmeseydim, sadece ikimizde birbirimize kendimizi sevdirdik ama sonuç sevdirdiğimizle kaldı sonu gelmedi, kavuşamadığımız ve kavuşamıyacağımız yılların şerefine, eğer bir gün tek başına kafayı bulmak istediğinde veya her hangi bir yerde kadeh tokuştururken karşında ben varmışım gibi düşün, o anda zaten ben hissederim ve karşında hayalde olsa beliririm ve  deki! eksik kalan yıllarımıza içelim, deyip bir fırt çek veya çekme fark etmez, içkinin kendisi veya kokusu değil, benim yokluğum, içkiden fazla seni çarpar.  Ben bunları yazıyorum ama buda senin eserin, sende kendini bu kadar sevdirmeseydin ….

--- #TEŞEKKÜR #EDERİM ----



Hayatta bazı zorluklar yaşadım, bunlardan biride, seni sevdiğimi itiraf etmekti ve inan bu benim için daha zordu. Seni sevdiğimi söyledikten sonra, benim gönlümden bir yük kalktı. Biliyorum hiçbir şey olmadı, olamazdı da, ama ben çok rahatladım. Bekle beni dersen yok diyemem sana, bir ömür boyu beklerim. Aslında hakkım yok demiştim, işte şimdide yok, benim hiçbir şeye hakkım yok zaten, ben bu olaydan sonra çok yalnız kalacağım, aslında ben hep yalnızdım, sadece ilk kez bu kadar olacak. Beni bırakmazsın değil mi? Çünkü ben seni asla yalnız bırakmam, Benim için döktüğün gözyaşları için teşekkür ederim. Bana hayatımdaki ilkleri yaşattığın için, elime dokunmadan, kalbime dokunduğun için her şey için teşekkür ederim. Bazı soruların cevabı sadece seni seviyorum dur. Ben seni seviyorum ama şu yazacağım sözü, daha önce duydum ve hoşuma gitti, o yüzden şu sözle bitirmek istiyorum. Aşk iki kişilik bir oyundur, ama nedense hep iyiler kaybeder, bir gün gelir en sevdiğin tişörtün bile pijama üstü olur…

25 Ağustos 2015 Salı

#KAVGA #VAR ,#GECENİN #BU #SAATİNDE, #AKLIM #KALBİM #DİLİM #KAVGAYA #BAŞLADI


*Aklım diyor ki,unut onu,değmez,sana yaptıkları,çektirdikleri,en zor gününde bile yanında olmayan insanı unut,ha,onun başına bir şey gelse,sen ona o şekilde davranır mıydın, kendisi de bunu eşşek gibi biliyor ama kesinlikle her ne durum olursa olsun,onu bırakmazdın ama o seni bıraktı,o yüzden unut....

*Kalbimde diyor ki,sen aklına uyma,o dese de ben unutmam,benim kalbime giren,kolay,kolay çıkmaz,yaptıkları canımı acıtıp,kanatsa da,bu kalp sevdiği insanı,kalbi durana kadar unutmaz,o yüzden unutmayı aklından çıkar,ben onu hayatta unutmam.(dedikleri haklı ama son söz kalbindir unutma).

*Gel gelelim,Dilim ne diyor;Ulan kavga edip durmayın,gecenin üçü oldu,sizin dedikleriniz değil,benim dediklerim önemli,o an hanginize uymak isterse canım ona uyarım,bazen akıla uyar,kötü söz söylerim,bazende kalbe uyup onu sevdiğimi söylerim,ha bu ona kalmış,isterse,akıldan geçenlere,isterse kalbinden geçenlere inanır,Artık,ne seni,ne seni dinlerim,kaparım ağzımı,neresiyle anlatıyorsa anlatsın,onuda mutlu düşünsün der,işin işinden çıkar giderim...

*Mutlu'mu ne diyor;ne siz sorun,nede mutlu anlatsın,araya girsem,üçü birleşip bana kızıyorlar,sende doğru birini sevseydin kardeşim deyip,işin işinden çıkıyorlar. Aklımıda yesem,kalbimde acısa,dilimde bağlansa,önemli olan onlar değil artık, onları da önemsemiyorum,sadece şu gözümden akan yaşa üzülüyorum,bu olayda,en günahsız,döktüğüm gözyaşları,ona da diyorum ki;kusura bakma gözyaşım,seni ben sadece elimle silerim,senin dökülmene ben değil,karşı taraf engel olacak,sen bana değil,ona kız,ondan al hırsını,neden beni döküyorsun diye,artık çekildim aranızdan,bana değil,ona anlatın derdinizi,yeter artık susunda,belki uyursam,sizi dinlendiremiyorum,bedenimi dinlendiriyim,ya lütfen gelde artık sustur şunları lütfen....( #MUHAMMEDARAT )

19 Şubat 2015 Perşembe

--- 19 / 02 / 2012 #CANIM #ANNEME ---


Bugün ANNEM den ayrıldığımız gün, 19 /02 /2012 yazdım, çünkü benim için o gün tarih dondu, resimlere bakıyorum her zamanki gibi, eskiden sımsıkı sarıldığım ANNEMİN şimdi sadece taşına sarılıyorum. O gülüşü, yüzü, hiç gitmiyor gözümün önünden, eski günlerde olduğu gibi evde olduğu aklıma geliyor, elim telefona gidiyor veya bazen işten eve giderken, sanki evde, işten gelmemi bekliyormuş gibi hızlı adımlarla eve gitmeye çalışıyorum. Elim telefona gitse ne olur, hızlıca eve gitsem ne olur, hepimizin bir yarısı eksik, ev ne kadar kalabalık gözükse de, ev boş bizim için karanlık ve ıssız… Onun da bizi özlediğini düşündüğümde içim yanıyor. ANNEMİ çok özlüyorum ve kendimi yalnız hissediyorum, bazen hayal kuruyorum, keşke diyorum uzak şehirlerde oturuyor olsaydık da, belli bir süre ayrı kalsaydık, hiç değilse, bir yerlerde yaşadığını, nefes aldığını bilirdim ama işte sadece hayal. Ne yaparsam yapayım mutlu olamıyorum hep bir kanadım eksik. Olmuyor, hiç bir şey eskisi gibi olmuyor. ANNEM gidince düzenimiz dağıldı, ne yaparsak yapalım, ANNEM olmayınca olmuyor. Ben öyle bir şey kaybettim ki, acısı tarif bile edilemez!  ANNE sevgisinden yoksun olmak, yanımda artık ANNEMİN olmayacağını bilmek daha doğrusu geri gelmeyeceğini bilmek çaresiz bir yara, tarif edilemez bir acı. ANNEMSİZ bir yıl bitti. ANNEMSİZ geçecek bir yıl daha başladı. Aslında konuşacak anlatacak o kadar çok sözlerim var ki, boğazımda düğümleniyor hepsi, anlatmak istediklerim, söylemek istediklerim var, gözlerim doluyor aklıma geldikçe, ulu orta ağlayamıyorum artık, gizli, gizli ağlar oldum artık. Ağlarken gözyaşlarımın yarısı yere düşüyor, diğer yarısı da yüreğimin içine. Bugün ANNEM den ayrıldığımız gün, ilk günkü gibi içim acıyor ama hep söylediğim gibi ateş düştüğü yeri yakıyor. ANNE,  ANNE, ANNEEE seni çok özledim. Canım ANNEM mekanın cennet olsun.

(A)NNECİĞİM AKLIMDA, KALBİMDE HEP SENİNLE.
(N)URLAR İÇİNDE YAT ANNEM.
(N)E OLURSA, OLSUN UNUTMAYACAĞIM SENİ ANNEM.
(E)LLERİMİZ AYRILSADA, YÜREĞİM HEP SENİNLE ANNEM.

(M)ELEK YÜZLÜ CANIM ANNEM …

2 Şubat 2015 Pazartesi

#Bİ #GÜLÜŞÜNE, Bİ #AĞLAYIŞINA, #BİDE #KÜFÜRLER #EDİŞİNE #HASTAYIM, #3 ’ ÜDE #BENİM #ESERİM #SONUÇTA


İnsanoğlunun yaşantısına bakarsak, kimileri resim yaparak, kimileri heykel yaparak,kimileri de, şarkılarıyla, sözleriyle bir şekilde eserleri vardır. Benim  ne kadar şiir yazma yeteneğim olsada, benim ne kadar, skeçti, oyundu, sözdü yazabime yeteneğim olsada, bu yazılanları sadece ben biliyorum. Yıllar sonra bana bir şey olsa, bunların hiç biri, bir eser olarak görülmeyecek biliyorum. Taki senle yaşadıklarım dışında, belki o kadar yeteneklerim hatırlanmayacak ama senle yaşadıklarımızı sen her zaman hatırlayacaksın. Benim en büyük eserim sensin, nasılmı? Seninle geçirdiğimiz onca yılda, seni o kadar çok güldürdüm ki, sonra öyle bir hale geldik ki, benim yüzümden ağladın, ha unuttum sanma, o kadar yıl beraber geçirdik, iyisiyle, kötüsüyle ama ağzından kimse için kötü bir söz duymadım, taki bana ettiğin küfür dışında, daha dün gibi aklımda, şöyle düşündüm de, Bi gülüşüne, Bi ağlayışına, Bide küfürler edişine hastayım, 3’ üde benim eserim sonuçta. Aslında ben kötü bir insan değilim, bazen yalanlarda söyledim, kimini mecburen, kimini de gerektiği için söyledim, bu namussuz hayat, bu şerefsiz hayat, canımdan bir parça kopardı, mahvetti beni, üstüne sonrada seni aldı benden, biliyorsun bin türlü derdim, sıkıntım var ama bu dertlerin bir tanesi var ki, dertlerin hem en güzelidir, hemde yüreğimi yakanıdır. Aslında doğruyu söylemek gerekirse, onunda dermanı yalnızca sendeydi. Seni gördüğüm en son gün aklımda, yapamadım, karşına geçip konuşamadım, seni öylece seyrettim, sanki seni görmediğim yılların hasretini, bir, beş dakikaya sığdırmaya çalıştım, biliyorum sığmaz, daha doğrusu bana yetmez ama gözümü kırpmadan sadece seyrettim. Kendi, kendime, hep hayallerimde nefret besleyip, farklı düşünürdüm ama şu bir gerçek, dünyalar gelse yıkılmam sanırsın, ama bir çift göz gelir yere çalınırsın. Bunuda yaşayıp tecrübe edinmiş oldum. Beni sadece seni güldürmelerimle, iyi geçen günlerimizle hatırlamanı isterim ama şu da bir gerçek, ben seni hem güldürdüm, hem ağlattım, hemde küfürler etmene vesile oldum. Ben ne kadar sadece gülüşünü sevsemde, bunlarda yaşandı, o yüzden, övünmek için değil amma 
‘’ Bİ GÜLÜŞÜNE, Bİ AĞLAYIŞINA, BİDE KÜFÜRLER EDİŞİNE HASTAYIM, 3’ ÜDE BENİM ESERİM SONUÇTA ‘’