18 Şubat 2021 Perşembe

19.02.2012 - 19.02.2021 ANNEMSİZ GEÇEN TAM 9 YIL :(

Zamanı gördüğünüzde, size yıllar geçmiş üstünden gibi gelse de, ben halen o yıllardayım ve her yıl takvim yaprakları on dokuz şubatı gösterdiğinde, ben Annemsiz geçen bir yıl daha deyip, o yılı yaşamış saymıyorum. Daha önceleri böyle sorunlarım, problemlerim yoktu, Annemin yokluğuyla başladı...

Eski fotoğraflara baktım bugün, çocukluk dönemimdeki fotoğraflara, şöyle bir düşündüm, sokakta oynardım, bisiklete biner düşerdim, kavga eder, dayak yer, dayak atıp kaçardım, kimi zaman, kafam kanardı, her ne durumda olursam oluyum, Anne diye ağlayarak yanına kaçardım, kızışı, gülüşü, konuşması halen gözümün önünde, sesi halen kulağımda, ben Annem' e düşkün bir çocuktum, ana kuzusu tabiri var ya aynen öyle. Çocukluğumdan tut, gençliğimde, yaşım kaç olursa olsun, tam bir Anneciydim...

Aslında insanlara bakarsınız, benim dediğimi anlayacaksınız, yaşı kaç olursa olsun, herhangi bir olayda, eline iğnede batsa, herhangi bir acıya düştüğünde, aklındaki, ağzından çıkan ilk cümle Annesidir. Anne diye seslenir. Ben onu şuna yorumluyorum, insanların, kalbinin merhamet tarafı, iyilik tarafının ağır basması, Anne sevgisindendir...

Annem kansere yakalandığında, ilk bana söyledi ve ben aslında o gün, bugünleri yaşayacağımı tahmin etmemiştim, aklımın ucundan dahi geçmemişti, doktorlara danıştım, konuştum, bana her şey belli bir süre sonra bugünleri atlatacağız gibi gelmişti, dediler ameliyat olması gerekiyor, derken onu ameliyata, kemoterapiye, ışına, hep ben ikna ettim. O istemedi bunları, derken duymak istemediğim sözleri duymaya başladım doktorlardan, çünkü doktorlar artık umut yok demeye başladılar. Hatta hissetmişti galiba Annem, hastanede yatmak istemiyordu, oğlum eve götürün beni, ölürsem de, evimde ölüyüm demeye başladı, hastanede yatmak istemiyordu. Bilemedim ben, bir umut yaşar belki dedim, hatta doktorlara güvenen ben, bir ara doktorlar ne bilsin ki dedim, eve çıkardım ama belli bir süre sonra geri yatırdım hastaneye, bilmiyordum o günün bizim için son olacağını, hastanede yatmayı sevmiyordu ama yine kendimizi bir hastane odasında bulduk, elleri avucumun içinde, soğuya, soğuya gitti, gözlerimin önünde, hiç bir şey yapamadım, bir hastane odasında bırakıp gitti...

İnsan Annesinin ölmesini hiç ister mi? İnsan kabullenebilir mi? Annesinin ölmesini, ne vardı Annemi dinleseydim, hastaneye yatmak istemediğinde, tamam yatma deseydim, bu yüzden sevmiyorum hastaneleri...

Annemsiz geçen dokuz yıl, bu süre zarfında, İnsan en kolay kendini kandırıyor, sorduklarında, unuttum der, unutamaz, düşünmüyorum der, düşünür, acımıyor der, acır, hatta her aklına geldiğinde, düşündüğün de, her Anne sözünü duyduğunda, her türlü acıtır. Diyorlar ki, zaman her şeyin ilacı, bence zaman her şeyin ilacı değil katili, bunu bir mezara çiçek diktiğinde daha çok anlıyorsun...

Anne seni çok özledim, Anne diye seslenmeyi o kadar çok özledim ki, anlatmaya kelimeler, sözler yetmez, mekanın cennet olsun, benim güzel ANNEM....