19 Ekim 2014 Pazar

#BEN #AĞZIMLA #DEĞİL , #GÖNLÜMLE #SEVİYORUM


Ben başkaları gibi kolaya kaçıp, sana, seni seviyorum der geçerdim ama ben sevdiğim zaman, gönlümle seviyorum, içimde sağa, sola serpilmiş, cümleler var, ağzım o tür laflar yapmaya alışkın değil, başıma gelenlere bakarsak eğer, bilseydim seni severmiydim hiç. Senden sonra yüreğim bir türlü mutlu olmadı, ayrıldığımız günden beri, yerin hiç dolmadı, sen halen aklımda ve kalbimdesin, sana öyle düşkündüm ki, bunun farkında olmana rağmen, menfaatin dışında hiç yanaşmadın, sende bunun farkındasın, başka birini, seni sevdiğim gibi sevemedim, sana bir şeyler söylemek istiyorum, senden başka kimsenin yanında, başımı bir omuza koyup ağlayamadım, hatırlarmısın?En çok seni güldürmemi severdin, çünkü sen gülünce ben mutlu olurdum, senden sonra, kimseyi de güldürmedim, kendimde gülmedim, gülmeyi de unuttum sayende, sana hazırladığım şarkıları, sana yazdığım oyunları, sana yazdığım şiirleri, bir daha ne okudum, nede dinledim, sende sonra, yağmur yağarken, ne ceketimi çıkarıp başkasına verdim, nede yağmuru seyrederek çay bile içmedim, kalbimi, duygularımı karıştırıp, toz haline getirip, fırtınalı bir günde avuçlarımdan bıraktım gitti, senden sonra, ne o kalbimi, nede o duygularımı bulabildiler, şimdi bir saat düşün ve  ben o saatin pilini çıkarıyorum ve giden, daha doğrusu, geçen zamanı durduruyorum, senden sonra, benim için zamanın bir önemi yok, ben, senden sonra, farklı olsam da, yinede, ben seni ağzımla değil, gönlümle seviyorum…

12 Ekim 2014 Pazar

#KİM #BİLİR http://www.antoloji.com/kim-bilir-299-siiri/



İlk önce nerden başlasam yazmaya bilemiyorum,

Yazacaklarımı okursun belki, kim bilir?
Ölüm vaktim geldiğinde,
Yanı başımda, ağlar, yanar durursun belki, kim bilir?
Rüyalarımda seninle yaşadığım mutluluğu,
Gerçek hayatta da yaşarım belki, kim bilir?
Hep diyordum, seninle ellerimiz hiç ayrılmayacak diye,

Ayrılan ellerimiz, ayrılan gözlerimiz, birleşir belki, kim bilir?

Senin için ilk gözümden düşen yaşa, yağmur damlasıdır dedim,

Keşke sen düşmeseydin gözümden de, ben hep yağmur damlalarına razı olurdum belki, kim bilir?
Gözlerimde hüzün, gözyaşlarımda hüznüm saklı,

Sol yanımı acıtıyor hep bu ayrılık, geçer belki, kim bilir?

Geceleri seviyorum, her gece hayaller kuruyorum,
Çünkü geceleri, sana daha yakın oluyorum, düşlerim gerçek olur belki, kim bilir?

Düşünüyorum da, zamanında kimlerin aklını başından aldın,
Daha kimlerin canını yakacaksın, düzelirsin belki, kim bilir?

Görmediğim zaman, gözlerim hep seni arıyor,
İlerde hep yanımda olursun belki, kim bilir?

Seninle sohbet etmeyi seviyorum,

Sohbetlerimiz kısa, kısa olsa da uzar belki, kim bilir?

http://www.antoloji.com/kim-bilir-299-siiri/

11 Ekim 2014 Cumartesi

#HAYATTA #EN #ZOR #ŞEY; #İNSANIN #KENDİ #KENDİNİ #TESELLİ #ETMEK #ZORUNDA #KALMASIDIR



Değmiyor, gerçekten, senin için ama çıkmaz sokaktaymış, gibiyim şu günlerde, öylesine çok, sevdim ki seni, başkasına duyduğun sevgiyi anlatmanı, sessizce, içim acıyla kanayarak dinledim hep. Belki bunun adı, kıskançlık, belki de çok değer vermemden kaynaklamıyor, bir isim koyamasam da, sana bakarken gözlerim doluyor, bazen de aptal bir gülümseme geliyor, kimseye anlatamadım, bunları,  o yüzden hayatta en zor şey; İnsanın kendi kendini teselli etmek zorunda kalmasıdır. Bunu yaşayan ve çeken bilir. Şunu da söylemek isterim, hissettiklerimle, yaptıklarım, birbirini tutmadı, farkındayım. En kötüsü de ne biliyor musun? Benim için, artık seni hatırlatan detayları yitirmeye başladım, benim için en kötüsü bu… Ama sen, beni yitirmekten hiç korkmadın, çünkü sana göre ben, fazla iyiydim. Biliyor musun? Bu yürek üç şeyi sevmedi, ihaneti, yalanı, seviyormuş gibi yapanı, sevmediğim şeylerin, üçünü de sen yaptın. Sen, benim için özeldin, yaşattıkların bana başka şeyler öğretti, dualarım bile sayende farklı oldu. Allah'ım sen beni dostlarımdan koru. Düşmanlarıma karşı zaten ben hazırlıklıyım. Yinede yaşadığım hayat, hayatın bana yaşattığı acılar ve bunları anlatacak birinin olmaması, öyle birinin varken, en zor günümde,beni terk etmesi ve yinede, hayat hala bana sillesini atmaya devam ederken, çakallara karşı, güçlü gözükmek için, ne kadar rol yapsam da, hayatta en zor şey; İnsanın kendi kendini teselli etmek zorunda kalmasıdır…..

21 Eylül 2014 Pazar

#BAŞKA #BİRİ #YOKMUŞ #GİBİ #SENİ #SEVDİM, #ÇÜNKÜ #BOK #VARDI


O kadar insanın arasında, gittim en olmayacak insana güvendim ve sevdim, başka biri yokmuş gibi seni sevdim, çünkü bok vardı, ben seni sevdiğim zamanlarda, çok zor anlar geçirdim, belki bana birazda olsa destek olur, elimden tutarsın diye düşünmüştüm ama yanılmışım ama yinede elimden geldiği kadar güçlü görünmeye çalıştım, gerçekten hissettiklerimi, yaşadıklarımı kimseye anlatamadım, beni anlaman, o kadar zor muydu, beni üzgün görüp, bitik halimi görüp, mutlu olan, o kadar çok insan var ki, o yüzden genellikle yalan söyler oldum, söylediğim kelimelerle, yaşadıklarım, hissettiklerim çok farklıydı, doğruyu söyleyemedim, içimdeki sıkıntıları, dertleri bileceklerde ne olacak, yarama basıp alay edecekler, dalga geçecekler, onları niye sevindireyim, içim ağlasa da, onların yanında tiyatro oynar oldum. Kaçıyorum sayende insanlardan, artık korkar oldum, tekrar başka biriyle, seninle olduğu gibi yakınlaşıp, ona güvenirsem, tekrar bir kırılmayı daha,  kaldırabileceğimi düşünmüyorum ama sorun sende değil, bende, başka biri yokmuş gibi seni sevdim, çünkü bok vardı. Bazen düşünüyorum, daha doğrusu, hayali aklıma geliyor, yağmurda ıslandığımız günler, başucumda beklediğin günler, daha birçok anıyı, silemedim gözlerimden, o anıları, sonra resmine bakıp istemsiz bir ağıt geliyor, diyorum ki, şimdi sen yoksun ama gözlerim seni arıyor, ölüm döşeğinde de, ismini sayıklar mıyım bilmiyorum. Eğer, bana yaşattıklarını, benim yerime, başka birine yaşatsaydın, inan, seni belki öldürmüştü  ama ben yine sana kıyamadım, o yüzden, kendimi öldürmeyi seçtim, ilerde beni merak edip, nasıl olduğumu sorduğunda, sana o öldü dediklerinde, içindeki pişmanlık, kalbindeki o suçluluk duygusu, vicdanın sesi, zaten seni fazla yaşatmaz ve beni öbür taraf da, yalnız bırakmaz, peşimden gelirsin. Bana, sözlerinle, yaptıklarınla, yaşattıklarınla, yaktığın ateşi, gözyaşınla söndüremezsin. ‘’ Şimdiye kadar kimin kalbini kırdıysam, Allah tekrar belanızı versin. Çünkü ben, kimsenin kalbini, boşu, boşuna kırmam ’’ Sana gelince, sende bu son söze dahilsin, sadece kendime kızıyorum, başka biri yokmuş gibi seni sevdim, çünkü bok vardı…

9 Ağustos 2014 Cumartesi

ÖLÜ BİR ADAM, YAŞAYAN BİR KADIN İÇİN, ŞİİR YAZIYOR

 

İnsanoğlu öyle bir şey ki, yeter ki, aşık olsun ama bu konuda erkeklerin durumu farklı oluyor, hele de, o erkek, sevgisini, şiirlere, sözlere, yazılara döküyorsa, benim gibi, sormayın gitsin, bunu size şu şekilde anlatıyım; Erkekler kadınlara karşı çok güçsüz, aşık oldukları zaman. Zaten şiirleri, hep aşık erkekler, kadınlara yazmıştır. Var mı bir erkeğe, şiir yazan kadın? Aşktan kalbi kırık, üzgün, hayattan kopmuş adamlar gördüm, onları umursamayan kadınlara şiirler yazıyorlardı, bu gurupta, maalesef bende varım. Biraz eskilere gidelim, Ferhat, Şirinin uğruna öldü, peki, Şirin neden şiir yazmadı. Ya da, Mecnun, aşkından, çöllerde perişan oldu, peki, Leyla neden şiir yazmadı. Aslı ile Kerem de var daha, yinede, isterseniz bir düşünün, efsane olan aşklarda bile, erkek sevmiş, savaşmış, peki kadın ne yapmış, koca bir hiç işte, erkekler aşkından, ölüyor, kadınlar, bir şey olmamış gibi hayatlarına devam ediyorlar, hep ölü adamlar, yaşayan kadınlara şiir yazıyor. Birde olayın, şu boyutu var. Marifet şairde mi, yazdıranda mı? Onu da, hepinizin bildiği bir hikaye ile özetleyim; Bir adam çok sevdiği bir kadına şiirler yazıyordu. Sonra o kadın ansızın onu terk etti. Adam kadının ardından şiirler yazmaya devam etti. Daha çok yazdı. Ve günün birinde, çok ünlü bir şair oldu. Yıllar sonra kadının yaşadığı kente gitti ve büyük bir şiir dinletisi sundu. Dinleti bittiğinde, kadın kolunda kocası ile çıkışa geldi ve adama ''merhaba'' dedi. Adam ona, sıradan bir insana bakar gibi baktı. Kadın,''beni tanıdın mı ''dedi. Adam, ''hayır tanımadım'' dedi.''Nasıl tanımazsın! Uğruna şiirler yazdığın kadınım ben. Seni şair yapan kadın''dedi kadın. Adam kadının gözlerine baktı ve şöyle dedi:''Keramet sende olsaydı, kolundaki adam da şair olurdu. Bu hikayeye göre, kimilerine göre, şiiri kadın, yazdırıyor, kimilerine göre de, yazan kişinin marifeti veya yeteneği deniyor, bana göre, ''marifet yürekte, dilde, sözde, özde yazdıracak bir fani çıkacaktır her daim, yinede erkek, sevdiği zaman farklı oluyor, zamanında bende sevdim, inanın, o duyguyu size şöyle anlatıyım.  ÖLÜ BİR ADAM, YAŞAYAN BİR KADIN İÇİN, ŞİİR YAZIYOR, her ne kadar, karşısındaki anlamasa da, bilmese de, işine gelmese de, erkek kimi zaman, gözyaşlarıyla, gözyaşları kuruduğu zaman, damarındaki, son, kandamlasıyla, yazmaya hep devam ediyor, yani, ÖLÜ BİR ADAM, YAŞAYAN BİR KADIN İÇİN, ŞİİR YAZIYOR…

28 Temmuz 2014 Pazartesi

--- BAYRAM SABAHINI BEKLERKEN Kİ, DÜŞÜNCELERİM ---

 

Bayram sabahının acısını çok iyi biliyorum, İnsan ölümü sevmiyor, ölüm insanı seviyor. Başında, Annesi, Babası olmayıp, bayram geçirenleri, şimdi daha da iyi anlıyorum. Sabah bayram namazını kılıp direk ANNEMİN yanına koşacağım ve ANNEMLE bayramlaşacağım. Aslında bayramlıklarımı giyip, ANNEMİN karşısında dimdik durmayı, ona onsuz geçen bir bayramın, benim içimi nasıl acıttığını anlatmak isterdim ama yapamam, üzülmesin diye, oğlunu mutsuz görüp, ruhu acı çekmesin diye, yoksa anlatacağım o kadar çok şey var ki. Bana derdin ya, iyi yürekli, yufka yürekli, aslan oğlum diye. Şimdi o aslan yürekli oğlunun kalbine hüzün, keder düştü ANNECİĞİM. Şimdi o aslan yürekli oğlun, sensizliğin ne kadar, dayanılmaz acı bir şey olduğunu bile, bile yaşamakta, yaşadığım hayata yaşamak denirse eğer, ne zormuş insanın, canından çok sevdiği insanı kaybetmesi, kalbin acırken, acısını dindirememek, her sabah uyandığımda, kendimi bir kez daha yalnız hissediyorum…
Sensiz geçecek bayramlardan, biri daha geldi ANNECİĞİM. Bayram namazından gelirdim, sen kahvaltımızı hazırlardın, kapıdan girer girmez, ilk senin elini öperdim, keşke o günlere geri dönebilsek ama şimdi, mezarının başında, elim kolum bağlı oturuyorum, benim için, bir anlamı yok artık bayramların, sıradan bir günden farkı yok artık.
Şimdi gözyaşlarımı siliyorum, ağlamayacağım, bugün ağlayıp ta, senin ruhunu acıtmayacağım, kalbim hep senle kalacak ANNECİĞİM ve senin yerini kimse alamayacak ANNECİĞİM. Yanına bayramlaşmaya geldiğimde, sana canımın ne kadar acıdığını, ne kadar yandığını, ne çektiklerimi anlatamam, sen üzülme diye, söyleyemem sana içimden geçenleri, burada genelde yazıp, paylaşıyorum, beni anlayabilecek insanların olduğunu düşünerek, sana söylemek istediklerimi, yazıp, paylaşıyorum ki, biliyorum bazıları anlayabiliyorlar beni, içimde kopan, dinmek binmeyen acıyı... Bayramın kutlu olsun ANNECİĞİM, mekanın cennet olsun ANNECİĞİM …

23 Temmuz 2014 Çarşamba

--- KADİR GECESİ ----

 

Bugün Kadir gecesi, bugünde yine sen aklımdasın ANNEM. Gece yazmaya başlıyorum ama gündüz yanına gelip, bu yazdıklarımın sadece bazı yerlerini sana söyleyebilirim. Size sadece şu kadarını anlatabilirim. Biliyorum buradan daha iyi bir yerde ANNEM. Üzülmemem lazım, hatta belki de, o bana üzülüyor ama özlüyorum, çok özlüyorum, kızmakta haklısınız bana, bende kızıyorum kendime bazen, korkaklığıma kızıyorum, belki diyorum, hani her şeyin bir sebebi varmış ya, en basitinden, tabanca icat edilmiş, bir tane on dörtlü alacaksın diyor şeytan, mermileri   dizeceksin şarjöre, gerçi bir tane mermi yeter, çok düşündüm, niyetlendim, yapamadım, korktum.

ANNEMİN yokluğu, benim hayatımın kara deliği, kenarlarına tutunmasam, beni de çekecek içine, çeksin istiyorum aslında, çok istiyorum ama ellerimi bırakamıyorum, ANNEM izin vermiyor. Kulağımda bir fısıltı, Baban, kardeşlerin var diye, bir tek onlar için, bırakamıyorum ellerimi, yoksa ne kadar istediğimi tahmin bile edemezsiniz. ANNE, sen bana bakma, ben yazıyorum işte. Bugün Kadir gecesi ve dualarımda, kalbimde, aklımda hep sen varsın. Kadir gecemiz mübarek olsun, mekanın cennet olsun ANNEM….

21 Temmuz 2014 Pazartesi

YAZI YAZMAK KOLAY, EN ZOR İŞ KONUŞMAK

 
 
Bazı şeyler hayal ettiğim gibi olmuyor, düşünüyorum da, sen sorunun özünü anlamadan, hep muhalefet edenlerden misin? Sorunun özüne inmedikten sonra,  yarama merhem olamazsın. Kuşkularım bitmeden ikimize de şans vermek istemiyorum. İkimize de tekrar acı çektirmeyeceğim. Israrcı gözükmemek, zamana bırakmak lazım aslında her şeyi, en güzeli bu şekilde olur. Kaç yıldır bana çektirdiğin acının hesabını, ne bir sözle, ne bir yazıyla, nede gözyaşıyla veremezsin. Senin kalbinin iyi olduğunu o kadar iyi biliyorum ki, ama herkesi düşündüğün kadar beni düşündüğüne inanmıyorum. Eğer düşünsen, aklın hep bende olurdu, ne halde olduğumu bilirdin, neler çektiğimi bilirdin, içinden neler geçtiğini biliyorum, doğru düzgün oturup konuşmamız lazım. Belki bu sitemlerimin önüne geçecek, tek şey, bir tek adım atmaktır ama cesaret edemiyorum. Bazen insanın gururunu çiğneyip,  geçmesi gerekir, bazen sadece konuşmak gerekir, yıllardır aklım sende, bir adım atsam, bir konuşsam belki gerisi gelecek, benim şu an, hiçbir karşılığı olmayan, hislerimi anlatmak için yazdığım, o kadar sözleri, yaptığım edebiyatları, başka bir şey için kullansam, farklı durumlarda olurdum şu an. Yoksa ben sinekten bile yağ çıkarırım ama şimdi mide bulandırmaya gerek yok. Ben aslında konuşmak istiyorum ama nerden başlayacağımı bilemiyorum. Aslında karşına çıksam, konuşmaya başlasam, nasıl olsa gerisi gelir, bu kadar pasif bir olay yüzünden, ne kadar kendimi güçsüz hissediyorum anlatamam. Sana göre, yeryüzü, gökyüzü, tüm dünya haklı, bir ben haksızım. İnsan acelecidir, sabırsızdır ve insan ne istediğini bilmez. Yoksa sana karşı olan sevgim olmazsa var ya, ben hak edene, hak ettiğini vermekte bir markayım. Yinede konu sen olunca, elim, kolum bağlı kalıyor.

14 Temmuz 2014 Pazartesi

UNUTMASAKDA ÜSTÜNÜ ÖRTERİZ


Keşke her şeyi unutmak için bir şansım olsaydı,her şey kontrolden çıktı,sen bir tarafa,ben bir tarafa dağıldık,o zamanlar benim gözüm dönmüştü,hırslanmıştım,kıskanıyordum,her şey daha beter olurdu diyeceğim ama daha nasıl beter olabilirdi ki,bazen soruyorum kendime;Her şey eskisi gibi olamaz mı?Diye,olamaz,eskisi gibi nasıl olsun,ben yıldım artık,güvendiğim dağlar kendi başını yedi,kendisiyle kalmadı,beni de mahvetti,en iyisi artık uzak durmak,bak sen bile eskisi gibi değilsin.Biliyor musun?Ben çok yoruldum,kendime kızmaktan,hayal kırıklığına uğramaktan,yalnız kalmaktan,her şeyden yoruldum.Eğer sen her şeyin eskisi gibi olmasını sağlarsan,sana söz,bende elimden geleni yapacağım,sadece biraz zamana ihtiyacım var, O kadar kolay mı öyle,her şeyi unutmak dersen,bizde ’’Unutamazsak da üstünü örteriz’’
Bazı günahların bedeli ağırdır beklemez,iyilik hak edene yapılır,sen yapılan iyilikleri hak etmiyorsun.Vicdanın hiç bir zaman rahatlamayacak,uyuyamıyorsun değil mi?Hep rüyalarına giriyorum değil mi?Yanımdan kaçtın ama kaçmanın anlamı yok,hafızanı da yanında götürdün,o yüzden kaçmanın bir anlamı yok,bu öfkenin aslında sonu yok,bugün kalbini kaplayan kin,yarın seni hasta eder,içini kemirir,kin yok edici bir hastalıktır.Sana şöyle anlatıyım,sen zeki kızsın anlarsın,evladını seversin,neden?Çünkü her şeyden önce evladındır,kardeşini,arkadaşını,yeğenini seversin,neden?Hepsinin bir geri dönüşü vardır,ya en basitinden,onlarda seni sever,ama benimki,sana olan sevgim,öyle değil,geri dönüşü yok,beklentisi olan bir insanın yapabileceği cinsten bir şey değil,bilmem anlatabildim mi?Sende umarım,nasıl bir sevgi beslediğimi anlamışsındır.Mutlu sonları severim,mutlu sonları kim sevmez,ama mutlu sonlar öyle göründüğü kadar kolay varış noktaları değildir.Hadi bir yolunu buldun, ona ulaştın diyelim,yara,bere içinde kalırsın,bak bana,nasıl köşeye sıkıştım,herkes üstüme gelirken, yeter,yeter diyemedim,ben her şeyi senin için yapıyorum ama söyleyemiyorum,sustuklarım içimde,öfkeme kapılıp konuştuklarımda,ama hepsini unutmam zaman alacak ama şu sözle noktayı koymak isterim;Unutmasak da üstünü örteriz…..

8 Temmuz 2014 Salı

BİLMEM BU SEFER ANLATABİLDİM Mİ ?


 

Ah be kızım,güzeller güzeli,kızım,hatasız kul olur mu? Be kızım,her insan hata yapar,mühim olan o hatadan dönmek değil mi?Soruyorum sana.Ben hatalarımdan  döndüydüm sonuçta,çok çektirdin  bana biliyorsun.Buna karşılık bende,gönlümdekileri daha fazla tutamadım,sadece hesabımı kapatmak istedim.O yüzden biraz çektirdim sana kabul ediyorum.Sen benim yaşadıklarımı yaşamadın.O yüzden sana  anlatmakla kendimi yormayacağım,sen benim acılarımı anlayacak kadar erdemli olamadın.Erdem sevdiklerini üzmek midir?Erdem büyük bir hayal kurup,sonra enkazına bakıp,son nefesini beklemek midir?Sence erdem nedir?Hayatta değer verdiğim insanlardan biride sendin,seni senelerce sevdim,mutlu olman için dualar ettim,yeni bir başlangıç yapman için hep yanındaydım senin ama şahitsin hayat hep çelme taktı bana,canımdan çok sevdiklerimin canını yaktım.Eğer bir gün ölürsem,bana  seninle yaşadıklarımızla ilgili soru sorduklarında,şöyle diyeceğim;Ben hep iyi bir insan olmak istedim,hep çok sevmek istedim ama  bazı kulların,şeytandan da kötüymüş,ben onlarla karşılaştım,affet beni diyeceğim,bazı meraklılar soruyorlar,bana,ondan bir haber var mı ?diyorlar,beni sildi ya, hanımefendi, bundan ala haber mi olur,diyorum.Sen,beni tanımıyorsun,benim içimi  bilmiyorsun,ben senin için ne çılgınlıklar yaptım,yukarıya seni aklımdan,kalbimden çıkarması için dilekçemi sunmadım,baktım ses yok,istemez ben kendim hallederim deyip,ne taktikler denedim bilemezsin.Sonuç mu?Hala sonucu anlayamadıysan,biraz şaşırmış,birazda,alaycı bir şekilde gülüp geçerim…..

3 Temmuz 2014 Perşembe

THE END - YANİ - SON


Sen beni hiç bir zaman,anlayamıyacaksın.Sen mutlu ol diye,sen yeniden hayata tutun diye,çoğu şeyden vazgeçtim.Tabi ben senin gözünde,hiç bir zaman değerli olmadım.Ya ben senin yaralarını sardım ya,ya ben sana aile oldum ya,sen hiç bir zaman anlamadın beni,eğer sen beni anlasaydın,işler çok kötü noktalara gelmiyecekti,sana her şeyi anlattığım zaman,ben bilmiyordum diyeceksin,eğer gelip karşıma konuşsaydın.Sende bir tuhaflık var demiş olsaydın, şimdi her şeyi biliyor olacaktın.Bundan sonra ne mi olacak,herkes tabi hayatına devam edecek,olan benim hayatıma oldu.Sen benim hayatımı mahvettin,seni ikinci ailem gibi görmüştüm,senide kaybettim.Bundan sonra ikimize ne olacak?Ben kararımı çoktan verdim gideceğim,bu ikimiz içinde en iyisi olacak,sana git diyemem biliyorsun?Desem de,bir anlık sinirle söylerim anca,Ama kalda diyemiyorum.Bunları sana daha önceden söylemeliydim biliyorum.Bu kadar eziyet etmemeliydim sana,ama geçte olsa söyleyeceğim,Yanıma geldiğinde seni kovdum.kötü davrandım,sen gittikten sonra günlerce ağladım,sen,bana hakaret etsende,sen erkekmisin dediğinde,canımı bile,bile acıttığında,yinede kalbim hala senin için atıyordu.Ama sana karşı olan öfkem,gururum hep uzak tuttu seni benden,bunları kendimi aklamak için anlatmıyorum.İnanmak zorundada değilsin,ama gerçek bu,ben seni hala çok seviyorum.Bugüne kadar hep kafama göre davrandım,sen bana kal dersen kalırım,git dersen giderim.Seninle sessiz,sedasız  vedalaşmak istemezdim,pencerenin önüne geçtim ve gidişini izledim sadece ama diğer türünü kalbim kaldırmayacaktı,bu yüzden bunu gözlerine bakmadan,sesini duymadan yapmak zorunda kaldım.Sana her şey için teşekkür ederim.bizim yollarımız çoktan ayrıldı.Kendime yeni bir hayat kurmalıyım,seni çok sevmeme rağmen,bunu sensiz başarabilmeliyim,geçmişe sünger çekerek,yaşabilirsem,yaşamaya çalışacağım ama sana da her gün dua edeceğim,mutlu olman için, sevgilerle,benim biliyorsun klasik sonlandırışım var,yazımı öyle bitiriyim,the end,yani,son……

27 Haziran 2014 Cuma

BELKİ BİR PİKAÇU DEĞİLDİN AMA ; BEN HEP SENİ SEÇTİM ZALIMIN KIZI


Sen eski sen misin? Şöyle bir köşeye otur ve düşün lütfen. Sen gün içinde,beni  görmene rağmen, gece yarıları arayıp,saatlerce telefonla sohbet ediyorduk, ne çabuk unuttun.Ben,seni,iki dakika görebilmek için,yapmadığım,uydurmadığım bahane kalmıyordu.Sen tanıdığım,eski,sen misin? Değilsin tabi,bana bir bak ve beni iyi dinle,ben senin için neleri feda ettim biliyor musun?Çoğu kişiyi karşıma aldım,okulumu bile bitiremedim,sırf senden dolayı,bütün bunlar için cesareti nerden buldum biliyor musun?Yanımda güvendiğim,sevdiğim,değer verdiğim,bam başka bir kız vardı ve ben,o kıza güvenip,çoğu şeye göğüs germiştim.Bazen diyorum,şaka,şaka,ne bazeni,her gün diyorum.Artık beni  görse  ve gelse bana,çok yalnızım,hissettir bana varlığını,şimdi nasıl olduğumu bilmek ister misin?Nefes alıp yaşıyorum işte,buna da şükür demek isterdim ama diyemiyorum,yaktılar beni,perişan ettiler,ben sana beni kurtar diyorum.O kadar zaman geçti,ben seni  bir gün bile unutamadım.Çürüyüp gidiyorum,sadece.Ben seni ilk  günkü gibi seviyorum.Bunu aklından çıkarma tamam mı.Dağda kuzu ölür,ziyan kapıya gelir derler,yani sana bir şey olsa,yine tek ben üzülürüm.Ben yazı yazmadan,sen ise,yazılarımı okumasan,rahat edemezsin diye yazıyorum.Hayatı bugün,izlediğim çizgi filim gibi görmek istedim,orda seni seçtim pikaçu diyordu,ben olsam ne yapardım dedim ve pikaçu yerine,yine seni seçerdim. O  çizgi filimi sana bağladım.Belki bir pikaçu değildin ama;ben hep seni seçtim zalımın kızı…..

22 Mayıs 2014 Perşembe

OYSA ;GÜVEN ANKARA’DA BİR PARKMIŞ



Ben sana o kadar çok inanmıştım ki,bunu sana anlatamam ama her şey boşmuş, yapılanlar, söylenenler hep yalanmış, hiçbir şey görüldüğü gibi değilmiş. Bir fıkra var  belki duymuşsunuzdur; ''Kızın biri yüzüne krem sürerken, kardeşi görür ve sorar, Abla ne yapıyorsun? Ablası cevap verir. Cildim güzelleşsin diye krem sürüyorum der. Bir saat sonra kız yüzündeki kremleri temizlerken kardeşi görür ve der ki, Abla işe yaramadı değil mi? ’’ Burada şuna geleceğim, çocuğun gözüne göre her şey aynı, eski, haliyle, yeni hali arasında fark yok, ama o krem sürüp cildini güzelleştiren kıza göre de, sürdüğü kremler işe yarıyor. Hiç bir şey görüldüğü gibi değildir, dememdeki amaç gören kişiye göre de değişiyor. Bana göre senin bana söylediklerin, arkadaşlığın, dostluğun, sevgin, hepsi bir yalanmış. Ama şunu bil ki, şu hayatta en çok güvendiğim insandın. Haa yaşım 32,bana şunu öğrettin. OYSA ; GÜVEN ANKARA’DA BİR PARKMIŞ…..

11 Mayıs 2014 Pazar

----- ANNELER GÜNÜ -----


        
Anne seni çok seviyorum, bu dünyada her şeyden,çok seni seviyorum.Bir tek senin için dua ediyorum. İnanın aramız çok iyiydi,birden aramıza, o ecel denilen soğukluk girdi. Ben ne diyeceğimi inanın bilemiyorum. Başına böyle bir ayrılık gelmeyen insan, ne isteyeceğini, ne söyleyeceğini bilemiyor. Hiç biriniz benim ne hissettiğimi bilmiyorsunuz. Ama ben biliyorum ve o acıyı çekiyorum.19 /02/2014 tarihinde. Doktorlar bana, günüde, saati de buraya kadar... dediğinde, Ben ne halt edeceğimi kestiremedim. Siz kaybetseniz, ne yapacağınızı biliyor musunuz? İnsan bilmediği bir şey karşısında apışıp kalır. Bir el uzatılmasına muhtaçtır. Umarım anlamışsınızdır. Siz ahirete inanıyor musunuz? Çoğunuzun cevabı evettir…
Bir yerde okumuştum; ’’Güneş ahirettir, dünyada gölgesi diyor. Eğer güneşe arkanı dönüp, dünyayı kovalarsan, gölgeni yakalayamazsın. O zaman, güneşinden de olursun diyor. ’’ Ben dünyayı kovalamaktan vazgeçtim. Benim dünyamda ahiretimde ANNEM oldu. Ama diyorsunuz ki, bu seni gerçek hayattan koparıyor, Zaten ben gerçek hayatı geçtim. Bugün yine ANNEM’ in yanına gideceğim ve sesleneceğim. ANNEM ben geldim, bugün ANNELER GÜNÜ ve ben mezarının başına geldim. Yine bir ANNELER GÜNÜ sensiz geçiyor ANNEM. Beni duyduğunu biliyorum ANNEM ve ANNELER GÜNÜN KUTLU OLSUN benim güzel ANNEM….
Kederli ve öksüz bir çocuğun, yaşadığı dünyası dar edilen, bir çocuğun, haykırışları geliyor artık, bu saatten sonra. Ben yanına geldikçe sürekli düşündüğüm bir şey var. Canım ANNEM, seni oradan çıkarabilsem keşke, eskisi gibi tekrar beraber yaşayabilsek. Seni çok seviyorum, sen burada yatıyorsun,ben evde yatıyorum, evde benim mezarım artık, seni burada, ben nasıl bıraktım, üşümüşsündür sen orda, Seni oraya bırakırken, dedim, ANNEM üşür ama dinletemedim, kimseye sesimi duyuramadım,ben nasıl bıraktım seni. ANNEM şuna inan ölüm bizi ayıramaz. ANNELER GÜNÜN KUTLU OLSUN. Aklımda, kalbimde hep sen varsın. ANNEEE, seni seven oğlun, hep yanında olacak…. 
(Kaç gündür şu dörtlüğü sürekli okuyorum, kendime kıyasladığımda uyan var mı derseniz, kesinlikle hayır)
---ANNELER GÜNÜ GELİYOR---
Annesi olanlara, o gün bir hediyedir.
Annesini yitirmişe, keder üste, kederdir.
Ölçülü kullanarak incitmesek öksüzü.
Annesiz olanlara, dar etmesek o günü...[B.Gökçe)


10 Mayıs 2014 Cumartesi

BUGÜN GÜNLERDEN ONU,NE ONU,NE ONLARI UNUTMAYA DEVAM EDİYORUM VE SAAT ONDA YAZIYORUM


 Ben kimseye anlatamıyorum derdimi,benim yanımda sen olsaydın,ben bu halde olmazdım.Biliyor musun? Bana ilkbaharı anımsatıyordun.Hani yaza hazırlıktır ya,biraz zaman geçince,her yer yeşilliklere bürünüyor,çiçekler açıyor.Ayrı bir güzel oluyor ya ortalık.O güzelliklerin habercisi olduğu için ilkbahar,senide ilerde,benim yazım olur,ilerde,beni yaz havası gibi  güzel günlere götürürsün sanmıştım ama yanılmışım.Ben yükte hafif,yürekte ağır seviyorum sadece.Diyorsun ki,kıskançsın,suç mu kıskanmak.Ben domuz muyum,öbürleri gibi,tabi kıskanıyorum.Seninle şöyle otursak,adam akıllı konuşsak sorun morun kalmaz aramızda.Ben sana güvenmiyor değilim,ben etrafındakilere güvenmiyorum.Benim için,en güvenli yer,senin yanın olabilirdi,ben senden gelen her şeye razıyım ama bu konu ayrı.Bunda kalbimi çok kırdın.Benim bir şey yapmamı istemiyorsan,söylemen yeterli,bir daha yapmam.Ama benimle oyun oynama, dayanacak halim kalmadı.Bu neden böyle oldu merak ediyor musun?Nerden buldum,bu cesareti,birincisi,beni bu hale sen getirdin,ikincisi ise,benim günahım çok,Günah büyük olunca,cesarette orantılı büyür teorisiyle,biraz fazla günahım varmış ki,cesaretim büyümüş….

6 Mayıs 2014 Salı

VİCDAN


Bazı insanların vicdanı olmaz,sen de bu vicdanı olmayan insanlardansın.İnsanlar korktukları zaman sevdiklerini akıllarına getirirlermiş.Genelde filimler de görürdüm ama gerçek hayatta işe yaramaz diyordum,bu aralar her şeyden korkar oldum,aklıma seni getiriyorum ve filimler den ibaret olmadığını gördüm,ben denedim oldu.
Öyle bir haldeyim ki;öldürün beni ya,öldürün,yemin ediyorum firavunun sarayında böyle bir zulüm yok,bir rüya gördüm, rüyamdaki o bakışı gözümün önünden hiç gitmiyor,nehrin kıyısındayım, ölümün kıyısındayım,ona tek çarem sensin,ne olur kurtar beni dedim,bıraktım kendimi sulara,bu ne demek bilir misiniz? Ben kendimce yorumlayım; Hani yangınlarda insanlar köşeye sıkışır,ne yapacağını bilemezler ya,dayanamayıp atarlar kendilerini pencereden aşağıya,öyle ürkütür onları yanmak,işte o bakışları,o nasıl bir yangın olduysa,o bana baktığında,nasıl bir acı gördüysem,o alevlerin içinde yanacağıma attım sulara kendimi,rüya olmasaydı eğer,onun yakacağını bildiğim halde kaçmazdım,ben düşerken,o son andaki bakışından anladım,nasıl bir canavar olduğunu,daha doğrusu,nasıl bir canavara dönüştürdüklerini gördüm,ben onun,bana yaşattığı dünyada ölmek istedim,şimdi kendi dünyasında varsın yaşasın,yok yere idamla yargıladı beni,vicdanın olmadığını,hem rüyamda gördüm,hem de gerçek hayatta…

5 Mayıs 2014 Pazartesi

---Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var derler.Şimdi bir anlık zevk için,keyif için,kusura bakma, kırk yıl daha çekemem seni. 

HAKİM BEY ADLI OYUN


----HAKİM BEY ADLI OYUN-----

HAKİM: Mahkemeyi başlatıyorum,suçlu Mtl ayağa kalk,
MTL: Zaten ayaktayım,sizde kafamı buluyorsunuz diğerleri gibi benimle,
HAKİM: Ne kafa bulacağım,senin kafandakiyle bir şey bulunmaz,niye taktın onu,
MTL: Kendimi insanlardan korumaya çalışıyorum hakim bey.
HAKİM: Ne alakası var…
MTL: Kalbimi koruyamadım kırdılar,hiç değilse kafamı koruyumda aklım yerinde dursun.
SAVCI: İtiraz ediyorum hakim bey.
HAKİM: Niye…
SAVCI: Bunun kafasının içinde ne tilkiler var,çıkarsın da kafasındakini o tilkileri öğrensek.
HAKİM: Ret edildi,o tilkileri çıkarırsa suçu artar,bırakın o tilkiler orda kalsın.
MTL: Hakim bey sussam olmuyor,susmasam olmuyor,dilim dursa,kalemim susmuyor hakim bey.
HAKİM: [sinirli bir şekilde)Sus bana Mehmet Erdem’in şarkısının sözlerini değiştirerek cevap verme.konuş düzgünce.
MTL: Çok denedim,konuşmayı,çabaladım da aslında ama anlamadı hakim bey,ardından yazdıklarım ağır geldi hakim bey.
HAKİM: Pişmanmısın
MTL: Değilim hakim bey.
HAKİM: Elindeki ne…
MTL: Bu mahkeme bir oyun ama,bunun içindeki yazılanlar gerçek hakim bey,
HAKİM: Sende niye duruyor,ver mahkemeye yayınlayalım yada facesimde paylaşıyım herkes bilsin.
MTL: Burada yazılanların bende kalması daha iyi,yoksa bazıları gerçek anlamda zarar görebilir hakim bey.
HAKİM: [imalı bir şekilde bakar] hımm yinede koruyorsun,neden?kendini yakacaksın böyle susarsan.
MTL: Biliyorum hakim bey anlamayacak belki beni,kendim halen zarar görmeye devam edeceğim ama ben o insanlar gibi kötü değilim.
HAKİM: Sen ne iş yapıyorsun?
MTL: Hastanede çalışıyorum hakim bey…
HAKİM: Ne öğrendin orda…
MTL: Vallaha hakim bey,insanların arasında beş bağ varmış,bunlar kopup azala biliyormuş,benim bildigim bir göbek bağı vardı,onuda doğarken kesiyorlar,bide bizim bahçedeki bağlarımız var ama bununda konuyla bir ilgisi yok.
HAKİM: Yani bir şey öğrenemedin,ne oluyor, o bağlara sonra..
MTL: Yok hakim bey öğrendim en son bir bağ kalıyormuş,onuda kişiye özel bırakıyorlarmış,
HAKİM: Sana öyle bir bağ bıraksalar ne yaparsın.
MTL: Dedemden kalan bağları sattım,karıynan kıznan,kumarla yedim ama tabi bununda konumuzla bir ilgisi yok.
HAKİM: [gözlerini şaşı yaparak)kafayı sıyırmadan anlatmaya devam et.
MTL: Ben bağ bahçe işlerini severim hakim bey,tamam kızmayın,o dediğiniz bağ için ben çok uğraştım,o tek bağda kopmasın diye ama,kişiler o bağı tırnaklarıyla kazımaya başladılar,ha bir yerden kopar ama,ya o tek bağı ben koparırım,benim koparışım farklı olur,yada o bağ bu çürük haliyle gidebildiği yere kadar gider,kişiler sağlamlaştıracak…
HAKİM: Nasıl olacak…
MTL: Allah buyuruyor ki 'Bana bir adım atana,Ben on adım atarım.Bana yürüyerek gelene,Ben koşarak gelirim.Ben adımda attım,koştum da,amma bana bir adım atılsa,o bağ ipten değil demirden olur,bana bir adım atılsa,hiç kimse o bağı koparamaz bile,ama bunu da karşıdaki kişinin anlaması lazım hakim bey,yada anladığı halde işine gelmediği için susması lazım hakim bey.
HAKİM: [önündeki dosyasına bakar ve pis pis sırıtarak]Senin için tedavi görmesi gerekir demişler, yani emir büyük yerden.
MTL: Vallaha hakim bey vereceğiniz karara boynum kıldan ince,verilen emiride,diyeni de kırmamak isterim ama yapamam,isterseniz beni facesinizden silin,onlar anlamadı siz hiç anlamazsınız.Bu emir adını feriha koydumdaki emir’in yolunun emriyse,ben o diziyi izlemiyorum zaten.
HAKİM: Ben salakmıyımda anlamayacam!Peki sence buradaki şuçlu kim?
MTL: Bu bir örgüt işi hakim bey…
HAKİM: Peki kim var bu örgütte sayda bilelim,kimlerin parmagı var.
MTL: Giydikçe açılır diyen tezgahtar.uzadıkça şekil alır diyen kuaför ve zamanla unutursun diyen arkadaş.Bunların hepsi aynı örgüte üye,asıl suçlu benim hakim bey,suçum insanlara inanmak,onlara haddinden fazla değer vermek,bunun üstüne sizin acınızı bildikleri halde yanınızda olacagınıza,acınızı deşmek için ellerlinden geleni yapıyorlar hakim bey.Eger insanlara deger vermek suçsa evet ben suçluyum hakim bey.
SAVCI : [Ağlayarak ayağa kalkar]Hayır hakim bey asıl suçlu benim.
--[Salondakiler önce tek,tek ayaga kalkarlar,asıl suçlu benim hakim bey diye bağırırlar,sonra hep beraber ayaga kalkıp asıl suçlu biziz hakim bey diye bağırırlar]
HAKİM: [kızgın bir ses tonuyla elindeki tokmagı vurarak]Ne bagırıyonuz sagır yok ya karşınızda,duyuyoruz,oturun yerinize,hepinizi facesimden engellerim suçluya soruldu varmı son bir diyecegin….
MTL: Bu skeç bir oyun hakim bey ama asıl oyun dışarıda yaşadıgım hayatta hakim bey,burada vereceniz her türlü paylaşımı ancak sizin facesinizdekiler görebilir,asıl önemli olan benim bundan sonraki paylaşımlarım,anlayana mesajlarla dolu bir oyun yazdım,artık kaç beğeni,kaç yorum alırım bilmiyorum,gerçek hayatta bunların kaçı gerçege dönüşür bilemem,benim için eski olmasada,onun gözüyle eski bir arkadaşımın sözüyle bitirmek istiyorum,bu okuması uzun oyunu,gerçekten zehir gibi aklın var derdi,yeter ki kullanmayı bil,ben aklımada yüregimede,kalbimede güveniyorum,yeter ki ordaki yerini yıkmasın yeter.
HAKİM: [kalemi kırar ve konuşmaya başlar]Karar;Diğer insanlar ne kadar seni suçlasada,seni anlamaları mümkün değil,benimde kafam karıncalandı şimdi,bu mahkemeyi facesimde paylaşacam ve alınan yorumlara ve begenilere göre karar verecem,bir daha ki mahkeme,kalan o bir bağ,koptuğu zamana kadar ertelenmiştir.
[hakim kalkar ve giderken içinden şöyle geçirir,ihşallah iki tarafda akıllı dururlarda,o bir bağda kopmaz,çünkü daha tatile gidecem,bu yazda tatile gidemezsek hanım beni bu sefer kesin öldürür...)
--IŞIKLAR KAPANIR VE SEYİRCİ ALKIŞLAR,
-KLASİK SONLANDIRIŞIM GELİYOR THE END YANİ SON….

2 Mayıs 2014 Cuma

YEMEKLİ TOPLANTI OYUN


 
--YEMEKLİ TOPLANTI---
 BAŞKAN:Evet arkadaşlar,bugünkü toplantımızın konusu,yaşlı bayanların nasıl genç görünebileceği hakkındaki görüşlerinizi almak için toplandık.Tabi bu konuda uzman olan dört bayan arkadaşımızın,engin tecrübelerine dayanarak,bu yemekli toplantıyı yapmayı düşündük.....
 *Evet Buket hanım(yaşı 40'dan fazla) siz bu yaşınıza ragmen nasıl kendinizi genç hissedebiliyorsunuz,...
GARSON:Efendim servise başlayım mı?
BAŞKAN:Tabi servise başlayabilirsiniz...
 (önden çorbalar gelir ve Buket söze başlar)
BUKET:Sayın başkan benim genç hissetmemdeki en büyük desteğim daha bekar olmamdır,Allah'tan ümit kesilmez deyip kendimi gelinlik çağına gelmiş kız gibi görmemden kaynaklanıyor,Evde kalmış yaşı büyük kızlara bu taktiği öneririm..
 BAŞKAN:Tamam bu önerinizi değerlendirecem,Ece hanım(38 yaşında) sizin taktiğinizi alıyım,buyrun dinliyorum,,,,
 GARSON:Efendim çorbalar bittiyse,sırada şinitzel var der ve çorbaları alıp şinitzeli servis eder...
 ECE:Arkadaşlar benim genç görünmemdeki en büyük etken,zamanında vurulduğum aşılardan kaynaklanıyor.Benim yaşımdaki kadınlara aşı önerebiliriz,Hem devlet para kazanır bu aşı işinden,hemde aşı şirketleri para kazanır,Çok karlı bir iş olur,Ben aşılara borçluyum bu güzelliğimi,Ben aşıyı öneriyorum....
 BAŞKAN:Bu öneriyi en son çare olarak görüyorum ama aklımızda bulunsun,Elif hanım(40 yaşında) sizde yaşınıza göre genç gösteriyorsunuz.Acaba bunun sırrı ne...
 ELİF:Sayın başkan benim yaşımdakiler emekli olup evlerinde oturuyorlar,Benim genç kalmamdaki en büyük etken umursamaz ve gamsız,kedersiz oluşumdur,Hiç bir şeye kafaya takmam,O yüzden ben psikolojik olarak yaşlılığı yendim.Benim önerim yaşlı kadınlara pskiyatri desteğiyle,psikolojik olarak onları yaşlı olmadıklarına inandırıp genç görünmelerini sağlayabiliriz,,,,
 BAŞKAN:İlginç bir yöntem tıbbı kullanarak genç göstermek,bu taktiği bir kaç kişide denedikten sonra uygulayabiriz gibi geliyor,Tanem hanım(yaşı 30'dan fazla)en genç gösteren katılımcılardan biriside sizsiniz,Siz neye borçlusunuz...
 GARSON:Efendim tatlıları getirdim.(servis eder ve gider)
 TANEM:Aslında diğer 3 arkadaşımıda dinledim ama benim taktiğim diğer 3 arkadaşımdan daha iyi sayın başkan.Hemde zahmetsiz,yapacagınız işlem çok basit önce bir çocuk yapıp,herifin kucagına atacaksın,sonra kendini iş kadını moduna sokacaksın,ardından sürekli alışverişe çıkıp,gününü gün edeceksin,sonra biraz makyaj,biraz süs,sizi dışardan gören biri,Aaaa şu kadına bak ne kadar genç duruyor diye sizi göstercek,Ben bu taktikle genç görünüyorum sayın başkan,bende bu yöntemi öneriyorum bayanlara....
 BAŞKAN:Arkadaşlar hepinizi dinledim ama siz sadece kendinizi kandırırsınız,vatandaş bu oyunlara gelmez,lütfen daha farklı önerilerle gelin bana,Toplantımız burda sona ermiştir.Bayramdan sonraki toplantımıza yeni öneriler bekliyorum sizlerden,yoksa işinize son veririm.Herkes işinin başına marş,marş...
 -----THE END---
 -------YANİ-------
 ------SON------
 


1 Mayıs 2014 Perşembe

GÜNLERDEN YİNE EFKAR


Aylar,haftalar,günler,saatler akıp geçiyor,bugün zamanı geriye alamıyorum,Hani derler ya,Allah kimseye çekemeyeceğinden fazla yük vermezmiş diye,Allah bir dert verirse,dermanını da verir diye hep söylerler ya,Neden?Yüküm fazla veya Neden?Derdi verdiğinde,dermanını vermek yerine,bu sonla bitti,Neden?Neden?Neden?
Kimse anlamıyor aslında beni,ha anlayanlar var mı? var ama onlarda, o acıyı yaşamış,o sıkıntılarla uğraşan insanlar, ne halde olduğumu,neler çektiğimi başlarına geldiğinde beni anlıyorlar.İlla karşınızdakini anlamanız için,sizinde mi bu tür sınav diye tabir ettiğiniz olayların başınıza gelmesi lazım.
Bugün gazeteye Annem için taziye mesajı yayınlamışlar,aslında sağolsunlar,düşünüp yayınlamışlar ama beğen tuşuna elim gitmedi,yayınlıyanlara çok teşekkür ediyorum ama ben kabullenemediğimden hala, sadece teşekkür etmekten,sağolsunlar demekten başka elimden bir şey gelmiyor…
Bugün ben ne haldemiyim,bugün ben gündüzleri tiyatro yapıp,ha ölümden falan korktuğum yok,sadece beceremiyorum,aynanın karşısında saatlerce kendimle konuşup o cesareti bir türlü bulamıyorum,Sadece hiç bir şey yokmuş gibi davranıp,kafasının içinde düşüncelerin arasında boğulmuş biri olarak dolaşıyorum,Kafamı dağıtmak için sayfa kurdum,onuda beceremedim kapattım,yazılar,yazıp uğraş buluyum dedim,beni hiç olmadık kişiye,daha doğrusu,benim açımdan,hiç olması imkansız,aklımdan o şekilde düşüncesi bile geçmeyen,kişi veya kişilere aşık diye ilan ettiler…(O kişi veya kişiler sadece benim için paha biçilmez bir şekilde,anlatamayacağım kadar değerliler )
Bazı insanlar vardı,bazı güvendiğim insanlar,her şeyi yapabileceğim veya çoğu şeyden sakındığım kişiler vardı,yanlarında huzur bulduğum,bugün mü,hepsi tekmeyi vurdu gitti,uzun süre önce,güvendiğim dağlara,kar yağdı,çığ olup üstüme yıkıldı,bir tanesi bile gerçek anlamda düşündüğüm gibi çıkmadı,konuşmayı özlüyor musun dersen,ne yalan söyleyeyim özlüyorum ama yapılanlar aklıma geldikçe,zincir kırıldı bir kere,kaynak da yapsan,eski düzeni olmaz.Benim canımı yaktılar,şimdi sadece dedikodu malzemesi olarak kullanılıyorum,ne yapacağım bilmiyorum,ne acımı,düzgün yaşaya bildim,daha doğrusu buna izin vermediler,üstüne sıkıntı ekleyip durdular,anlayacağınızı sanmıyorum,sadece bir dakikalığına,benim yerime geçin,ondan sonra oturup konuşalım,Annem şimdi burada olsaydı,bunların hiç biri yaşanmazdı biliyorum,benim acımı,sıkıntılarımı yazsam da,konuşsam da biliyorum anlamayacaksınız,gülüp geçeceksiniz,Çünkü düşenin dostu olmazmış ve  gerçekten Ateşte düştüğü yeri yakıyormuş…

29 Nisan 2014 Salı

ANNE BEN SUSUYORUM




Susuyorum,belki bende birazda hatırı olan insanlar için susuyorum.
Susuyorum,belki benim için değerli olan kişiye halen değer verdiğim için susuyorum.
Susuyorum,daha önce söylediğim gibi,elini vicdanına koyup,benim çektiğim sıkıntıları anlayıp,benim durumumu anlayıp,benim aslında,benim bu şekilde,kötü biri olmadığımı anlayıp,beni anlayacağı güne kadar susuyorum...
-Annem beni affet,senin yanına her geldiğimde,sana anlatığım insanlar,övdüğüm,sevdiğim,değer verdiğim,benim hayatımda gerçekten özel olan insanlar,bugün dediğim gibi çıkmadı,yanılmışım be Annem,bende insanım be Annem yanılabilirim.
*Sana beni affet demekten,başka elimden bir şey gelmiyor,bu kaçıncı oldu bilemeyeceğim,ilkinde senin için bir şey yapamadım,ikincisi de senin oğlun böyle değildi be Annem,o yüzden sana söz susuyorum Annem,ne kadar kalbimi kırsalar da,ne kadar canımı acıtsalar da,ne kadar umursasam da,umursamıyormuş gibi gözüküp sadece susacağım,sana söz,artık SU-SU-YO-RUM………..
-Ben bir anlık sinirle,yazdım ettim söyledim,belki haklıyım,kalbim gerçekten kırıldı ama bunun bir önemi yok artık,ha kimseden,ne beni affetmesini,ne bana acımasını,nede başka bir şey istiyorum,sadece kusura bakmasınlar demekten başka bir şey gelmiyor elimden....
-Biliyorum şu an belki bana kızıyorsun Annem,saat sabahın beşi oldu yat,sabah işe gideceksin biraz dinlen diyorsun ama şu yazıyı bitirip yatacam.
*Ben gerçekten o kadar kötü birimiyim diye düşünüyorum bazen,ben her koşulda bile elimden geldiği kadar koştururken,bugün gördüğüm muamele,bugün başkalarının sözleriyle,siline biliyorsam gerçekten yazık.Ben bu kadarını hak etmiyordum.
-Aslında yazılacak söylenecek o kadar çok söz var ki,aklımla,dilim farklı söylese de,kalbime söz geçiremediğimden,kalbim onları koruduğundan olsa gerek,bu saatten sonra şunu söylüyorum,benim Annem,beni bu şekilde yetiştirmedi,hayat bana bunu da yaşatıp öğretmiş oldu,üzülerek de olsa,istemeden de olsa,artık son sözüm,ANNEEEE BEN SU-SU-YO-RUM….:-X :-X

27 Nisan 2014 Pazar

AĞRIMA GİDİYOR BE ANNEM

Bilmiyorum,inan ne yapacağımı,ne yapmam gerektiğini bilmiyorum,
Annem,sen gittin,hayatım iyice mahvoldu,
Herkes neredeyse yüz çevirir oldu,
Nasihat verenler çok oldu,
Gel,gör ki,ne kadar anlatsalar da,yüreğime artık söz geçiremez oldum,
Kardeşim diyen insanlar,bugün beni ezer oldu,
Ağıtlarımla alay edip,kendileri akılları sıra haklı oldu,
Ağrıma gidiyor be ANNEM...
 &&&&&&&&&&
 Bugünlerde yapmamam gerekeni,
 Bugünlerde söylememem gerekeni,
 Bugünlerde o kadar çok şey oldu ki,
 Bana istemesem de,bunları söyletip,yaptırır hale getirdiler.
 Üzdüm,üzüldüm,yaşananlar benim,
 Ağrıma gidiyor be ANNEM…
&&&&&&&&&&
Biliyorum sen olsan,bunların hiçbiri olmazdı,
Biliyorum sen olsan,bunları daha çabuk atlatırdım.
Biliyorum sen olsan,zaten bunlarda olmazdı,
Ama sen yoksun,buda benim,
Ağrıma gidiyor be ANNEM…
&&&&&&&&&&
Senin oğlun böyle değildi be Annem,
Dedikleri gibi belki de kızıyorsun be Annem,
İçim acıyor,kabullenemiyorum be Annem,
Bunu da anlatamıyorum,
Bunu da anlamıyorlar ya,bu da benim,
Ağrıma gidiyor be ANNEM...
 &&&&&&&&&&
Başkaları gibi olmayı denedim,
Onlar kötülük yapıp adları iyi oluyorsa,
Onlar kıymetli oluyorsa,bende olurum dedim,
Elime yüzüme bulaştırdım,onlar gibi olamadım,
İyi oldum,kaybettim,kötü oldum yine kaybettim,
Ben ne yapsam hep kaybettim,buda benim.
Ağrıma gidiyor be ANNEM…
&&&&&&&&&&
Hayat bana kaybetmeyi öğretiyor,bu aralar Annem,
 Hayat benden sevdiklerimi hep alıyor Annem,
 Hayat kime güvensem,onu benden alıyor Annem,
 Hayat kime iyi dediysem,kime değer verdiysem.
 Hepsini ama hepsini alıyor,buda benim.
 Ağrıma gidiyor be ANNEM…
&&&&&&&&&&
O kadar çok şey ağrıma gidiyor ki,
 Ama yinede sen oralarda üzülme be Annem,
 Bana çok güvendiğim insanlar inanmadı,
Bana çok değer verdiğim insanlarda sırt çevirdi ki,
 Ben hiç birine üzülmüyorum,
 Niye mi bunları yazarken ağlıyorum.
İnanmayacaksın ama gözüme toz kaçtı,bu bile benim,
Ağrıma gidiyor be ANNEM…


BEN ESKİLERDE YAŞASAYDIM

Ben; Osmanlı dönemlerinde yaşamış olsaydım,sadece kıyafetim değişik olurdu veya birkaç kelimelerin ismi ama şunu biliyorum ki,hissettiklerim,düşüncelerim değişmezdi,bakın size ne anlatacağım,daha doğrusu ne yazacağım buyurun okuyun;
Hayatım da,daha doğrusu yaşantımda bir cinayet işlendi ve bu cinayetin zanlısı olarak beni gösterdiler.Doğrudur,sustum,suçu üstlendim,gerçekle adalet arasına bir perde çektim,İddaa makamında bulunan o insanın,suçlamaları ne kadar doğrudur?Gerçekten bütün zararı kendisimi görmüş?Yoksa buradaki asıl mağdur,ben miyim?Cezayı çekende,cezayı üstlenende benim aslında,sadece sevdiğim insanın hayatı dağılmasın diye yaptım,çoğu şeyi…Bunu ifademde şöyle belirttim;Tüm bunlar unutulacaktı,belki beni unutacaktı,hayatına başkası girip,benim onu sevdiğim gibi sevecekti,yaptıklarım cezalandırılmalımı,yoksa ödüllendirilmelimi?Ben onu kaç yıldır tanıyorum,tanıdığımdan belli seviyorum,benim bütün hayatım,bu kararın,gölgesinde geçti,kimseyle görüşmedim,her ne maksatla yanaşan kadınlardan bile uzak durdum,sanki ona ihanet edecekmişim gibi geldi,çünkü benim için yalnızca o vardı,bir şeyler söyledi,ölümüm oldu,geldi öptü,ona bile sevinemedim,o mutlu olduğunda, neden ben daha çok mutlu edemedim diye içerledim,mutsuz olduğunda,ben daha çok mutsuz oldum,ağladığında,ağladım ama güldüğünde,gülemedim,içimde küçük bir şüphe vardı,acaba kendimi boşuna mı heba ediyordum,acaba bu kadar sevilmeyi hak ediyor muydu?Acaba dünyada bu kadar sevilmeyi hak edecek bir kadın var mıydı?İşte burada yazıp ilan ediyorum,bu dünyada bu kadar sevilmeyi hak edecek bir kadın varsa,buda ondan başkası değildir,Ben,o iddaa makamında bulunan insanı mahkum ediyorum,beni kaybettiği için,ömür boyu mutsuzluğa mahkum ediyorum,Söyleyeceklerim vardı sana, o kadar da mı hatırım yoktu,rüyalarımda bile seni savunuyorum,benim,seninle,ne hesabım olacak,nihayetinde, ben seni karşılıksız sevmiş biriyim,yaptıklarımızın adını koyalım,ben söyleyeceklerimi söyleyecem adını sen koyacan,hiç günahım yokken, beni ,sensiz bıraktın, yıktın, yetmedi,şimdide öldürmeye çalışıyorsun,ben böyle birimiydim?Bunları yapan ben miydim?Senin derdin beni öldürmek mi?Öldür öyleyse,al kılıcımı öldür ama yalvarıyorum daha hızlı bir yol dene,böyle gıdım , gıdım öldürmekten vazgeç,biraz insafın kaldıysa, bunu anlarsın,Artık seni tanıyamıyorum,gözümden düştün ama kalbimden düşüremiyorum ve seni unutamıyorum,dediğim gibi eskilerde yaşasaydım da,bu düşüncelerim ve hislerim değişmezdi,sadece kıyafetim farklı olurdu,içim aynı…….

25 Nisan 2014 Cuma

KANUNİ’ NİN VEDA BUSESİ,MUHTEŞEM YÜZYIL

Muhteşem yüzyıl dizisi gibi tarih anlatmasak da, şu gördüğünüz muhteşem beşli, aynı tarih olaylarındaki gibi, en yaşlısından, en gencine kadar ,hayatla o kadar çok, savaştılar ki, halen savaşıyoruz da, hangi birini anlatsam bilemiyorum, her birimizin yaşadığı sorunları tek, tek anlatmaya kalsak, inanın bitmez, her birimiz ,ayrı, ayrı, sorunlarla boğuşuyoruz, tabiri caizse,seferler yapıp, o sorunlarla savaşıyoruz, kimini kazanıyoruz, kimini kaybediyoruz, kimi zaman yaralıyoruz, kimi zamanda yaralanıyoruz ama bir şekilde hayatta kalmaya çabalıyoruz….

Biz yine de Muhteşem bir Aileyiz, bu arada Aile deyince akla, Anne, Baba, Kardeş gelse de, belki resimde eksik var ama biz biliyoruz ki, Annem hep bizimle, bizim yanımızda ve devamlı bizi izliyor, Annem’ de bizim sürekli kalbimizde ve aklımızda, o yüzden, ne kadar, resimde farklı görülse de, şu bilinmeli ki, her türlü, düşman işgaline karşı, her türlü, fitneye, fesata rağmen, her türlü yaşanabilecek sorunlara rağmen, her birimiz yaşantısında farklı savaşlarda bulunsak bile, biz yine de, her zaman tam takım bir aileyiz, herkes tarihi farklı yaşar, bizim buradaki yaşadığımız tarih, bizi çok yıpratsa da, yine de kopmadık,yüzyıllar geçse de, yine de ilerde anlatılacak, güzel günlerimiz oldu. Kanuni’nin veda busesi yani Kanuninin meşhur bir sözü, ile bitiriyim yazı dizimi ’’ Allah’ım bir çuval altın gönder, hamal parasını da ayrı gönder ’’ der bizim kanuni, lafın, sözün güzelliği, muhteşem, o yüzden yüzyıllardır dillerde, Muhteşem yüzyıl sözü de ordan geliyor, bu arada soracak olursanız gönderdi mi diye, yok ne bir çuval altın, nede hamal parası, ikisi de gelmedi ama bizim gönül zenginliğimiz hepsinden daha güzel…

ZORUMA

Zoruma giden ne biliyor musun? Anlamayacağını biliyorum.. 
O günler geçti artık biliyor musun? Eskileri hatırlamıyacağını biliyorum.. 
Resimlerini yaktım biliyor musun? Sevgimi anlamadığını biliyorum... 
Umurumda değilsin artık biliyor musun? Mutlu olmadığını biliyorum... 
Mezarda yatacak yerin yok biliyor musun? Değersiz olduğunu biliyorum.. 
Aslında zoruma ne gidiyor biliyor musun? Çektiğim çilelere değmeyen biri olduğunu geç de olsa anladım artık onu biliyorum....

YİNE BEKLERİM SENİ

Yürekten sevdim ben seni,artık kıymetimi bilmezsin sen benim.
Aklında başkası da olsa,yine beklerim ben seni. 
Artık yanaşmam ben sana,uzaktan bakıp beklerim ben seni. 
Ne kadar vakit geçerse geçsin,yüreğim yansada yanaşmam yine ben sana, 
Ne bir adım ileri,ne bir adım geri atarım,yine beklerim ben seni.

YAŞAM

Yaşamak güzel mi dersen artık değil. 
Aşk güzel bir şey mi dersen artık değil. 
Şiirlerin artık anlamı var mı dersen artık değil. 
Azrail gelip canımı alsa,umurunda mı dersen artık değil. 
Maddiyatın iyi olsa,sana gelirim desen,umurumda mı, artık değil. 


''Sağol sayende artık hiç bir şey umurumda değil.''

YARALI

Yüreğimde acın var,kalbimde sızın var.
Aklımda ismin var,hafızamda yüzün var.
Ruhumda yaran var,içimde hüznün var.
Adımlarımda sana yakınlık var,koşmalarımda ise sana kavuşma hayali var.
Lütfetme artık bende,büyük bir acın var,zikrim de fikrimde aslında hep sen var.
Izdırapla geçen dertli günlerim var,aslında karşında yaralı biri var...

24 Nisan 2014 Perşembe

ÜZGÜN

Üzgünüm ama yapacak bir şey yok artık.
Zamanla olur sandım,bu işin sonu yok artık.
Gönlümü kırdın artık,sana sevgim yok artık.
Ümitlendim bekledim,bu işin sonu yok artık.
Ne yaptım demen için,zamanı geçti zor artık...

UMUTSUZ

Umudum yok biliyorum,istemeden söylüyorum. 
Mutlu değilsin onu da biliyorum,kararsız bir şekilde söylüyorum. 
Utkum geniş değil,kalbim kadar,biliyorum,sevgim gerçek söylüyorum. 
Tahminimden uzun sürdü biliyorum,gönlüm vazgeçmedi senden ondan söylüyorum. 
Sahte sevgilerin karın doyurmayacağını biliyorum,yaşadıklarının sahte olduğunu söylüyorum. 
Uzun sürmeyeceğini biliyorum,yalnız kalacağını söylüyorum. 
Zamana bıraktım her şeyi,vaktin geldiğini biliyorum,belki mutlu olursun diye söylüyorum....

23 Nisan 2014 Çarşamba

SENİ YİNE ÇOK ÖZLEDİM

Seni yine çok özledim..
Bugünde yine yolunu gözledim..
Belki bir şey söylersin diye,bu saate kadar bir haber bekledim..
Seninle bir hayatım olur diye gözledim..
Belkide aşk yarası çekmeyi özledim..
Şiirlerimle,sözlerimi her zaman,senin için söyledim..
Eğer anlamak istersen beni,gözlerini kapayıp beni düşünmeni isterim...
 

22 Nisan 2014 Salı

SEN VE BEN

Suskunluğum korkumdan değil,
En kötüsü umurumda değil,
Ne oldu diyecek ama iş işten geçiyor farkında değil... 

Vurup gitmenin zamanı değil,
Engel koymak,senin aklın değil...

Beni yok saymak,senin hakkın değil.
Ezip geçmek huyum değil.
Niyetimi söylemenin zamanı değil...
 

SEN

Seni gördüğüm gün,benim en mutlu olduğum gün...
Eskidendi geçti artık güzel günlerim...
Niyesini bilmesem de,benim en mutlu olduğum gün,hayallerimde seni gördüğüm gün...

SANIYORSUN


Aklın sıra canımı yakmaya çalışıyorsun,aslında bunu çok güzel başarıyorsun...
Sözlerinle olmasa bile,yaptıklarınla başarıyorsun...
İnsan hiç kıyar mı,onu sevenin canını yakmaya,ama sen bunu çok güzel başarıyorsun...
Aslında kutlamak lazım seni,çünkü bu yaşta tek bir şey başarıyorsun,onuda yanlış yaparak başarıyorsun...
İyi bir şey yaptığını sanarak,seni seven insanın yok oluşunu izleyerek iyi bir şey yaptım sanıyorsun...

SADECE SEVDİM

Bedenin ne kadar güzel olursa olsun.
Ben bedenini değil,seni sevdim.
Aslında güzelim,bu güzelliğin,ruhunda da olduğunu düşünerek,seni sevdim.
Ne kadar konuşmasakda,ne kadar görüşmesek de.
Her yönünle güzel olduğun için,ben seni sevdim.
İşin gerçegi güzelim,ben seni sevmediğimi ve nefret ettiğimi sandım,ama yanılmışım,çünkü sen benim alınyazımdın...
 

ÖZEL VE GÜZELSİN


Her halinle özelsin.
Sen benim gözümde güzelsin.
Gönlümdeki yerinde özelsin.
Kalbimde her zaman güzelsin.
Benim için sen her şeyden özelsin.
Altından,mücevherden daha da güzelsin.

21 Nisan 2014 Pazartesi

MUTLULUK

Mutlu olmadığını görüyorum...

Umutsuz bir şekilde beni bekliyorsun görüyorum...
Telefon bekliyorsun benden görüyorum...
Limanda mutluluk gemisi bekler gibisin görüyorum...
Uğurun olduğumu biliyorum,o yüzden seni görüyorum...
Leylekler getirmese de bir haber bekliyorsun görüyorum...
Uçup gelemesende,yanımda olmanı istedigini görüyorum.
Kafanı kaldırsan görürsün beni.sen görmesen de beni,ben görüyorum seni...

19 Nisan 2014 Cumartesi

MAHVOLDUM

Üzüldüm,yıprandım mahvoldum. 
Senin derdinden yok oldum.
Aşkından verem,sensizlikten mahvoldum.
Sayende kalbimi hissetmez oldum.
Yüreğim çarpsada senin için,sensizlik bana zindan oldu.
Herşeyden önemlisi hayatım mahvoldu.
Adım atmaktan yoruldum,derdimi anlatamaz oldum.
İçimde bir sızı var,ölümü bekler oldum.
En azından güzelim bir gülüşüne tav oldum...

KEDER

Kederlendim yine bu gece,derdim birdi bin oldu bu gece.
Eskiden olsa çeker giderdim,kafama takmaz,sineme çeker giderdim bu gece.
Dalga dalga deniz gibi,çırpınırım kuş misali bu gece.
En kötüsü acı düştü yüreğime,sabır ver Allah'ım bu gece.
Resmin elimde,derdim yüreğimde,neden böyle olduğumu sorma,beni mahvettin bu gece...

-- İDİ --

Uzun saçlı halin güzel idi. 
Gönlümde yerin var idi.
Duygularımda gerçeklik payı var idi.
Sensizlik benim için ölüm idi.
Anladım bende gönlün yok idi.
Kaderim senin elinde idi.
Vursalarda beni,bu yürek senin idi.
 

HER ŞEY BİTTİ

Yine sensiz geçen bir gün daha bitti.
Zamanım kalmadı,sayende ömrüm bitti.
Senin istediğin gibi,param,pulum,yatım,katım yok ama seni seven bir kalbim vardı,sayende oda bitti.
Biliyorum artık her şeyi,bendeki değerin bitti.
Daha önceleri senin hatırın vardı, oda bitti.
Sadece o güzel gözlerinin hatırı bağlar beni sana,yoksa her şey ,çoktan ama çoktan bitti...

HAYALİN KALDI KARŞIMDA

Bugün yine her zaman ki gibi seni düşünürken sen çıktın karşıma. 
Hemen heyecandan kalbim yerinden oynadı,gözlerin geldi karşıma.
Aslında toplasan üç saniye bile görmedim seni karşımda,o an bir sürü söz geldi aklıma.
Seçtim o an birini,sen gittin karşımdan.
En güzeli seni görmem karşımda,gelip konuşmasam da hayalin kaldı karşımda.

GÜZELİM

Güzel olduğun kadar özelsin. 
Üzülme sen yine benim gönlümde özelsin.
Zaman geçsede,yıllar geçsede sen yine benim için özelsin.
Eminim gözüm görmesede,gönlümdeki yerinde daima benim için özelsin.
Laleleri sevsemde,sen lalerden de güzelsin.
İsmin güzel ama sen isminden de güzelsin.
Mutlu etmesende beni,benim gönlümde hem özel hem de güzelsin...
 

FLÖRT

Farkında mısın bilmiyorum,sohbet ettiğimizi görmüyorum.. 
Lalelerden bile özelmiş sin bilmiyorum,her gün seni görmüyorum...
Ömrün boyunca sever misin beni bilmiyorum,seni rüyalarımın dışında görmüyorum...
Rivayette sevgilisi var diyorlar bilmiyorum,flört ettiğini görmüyorum...
Tam durumumu bilmiyorum,sevgili olmanın adı flört olmuş,ben ikisini de görmüyorum...
 

DİYEMİYORUM

Aklımdan çıkaramıyorum,kalbimden silemiyorum.
Sana sevgilim ol diyemiyorum.
Kalbinde küçük bir yer aç, ben sığarım diyemiyorum.
Gönül penceremden seni çıkartıp atamıyorum.
Yüreğimin sesini dinleyip,seni bırakıp gidemiyorum.
Bana bir adım at,ben sana koşarım diyemiyorum.
Aşkıma karşılık ver,sana canımı veririm diyemiyorum.
Aslında her şeyi diyorum ama anlar mısın bilemiyorum…..
 

GÜLÜM

Günlerim kötü geçer oldu,hayatım sensiz bir hiç oldu... 
Ümitlerim yersiz,umutlarım yok oldu,hayallerim mahvoldu...
Laleler yaptım senin için,sana veremeden yok oldu...
Üşüyorum yaz sıcağında sensiz günlerim kış oldu...
Mezar taşıma yazacak sayende birsürü sözüm oldu...
 

DERTLİ

Derdim var hayatım mahvoldu diye düşünme. 
En kötü hayalleri bile aklına getirme.
Rüyada da olsa,derdim büyük diye üzülme.
Tam bitti derken,dertsiz kaldım diye üzülme.
Leylekler getirmesede dert kendisi gelir üzülme.
İstemem derdi merdi,sen sakın üzülme.
derdi iyi bir şey sanma,derdi veren dermanınıda verir bunu sakın unutma.