Bugün 2016 bitiyor ve 2017 yılına giriyoruz. Küçükken
yılbaşı günlerini, çocukluğun verdiği heyecanla bekliyordum. Sonra ki yıllarda da, ailece oturup, yeni bir yıla, yine hep beraber girmenin mutluluğuyla
geçiyordu, yılbaşının ertesi günkü kahvaltısında, hep beraber kahvaltı yapınca,
soframız caf, caflı olmasa da, o bardaktaki çayın sıcaklığı bile, bizim o andaki
mutlulukta duyduğumuz sıcaklığı geçemiyordu. Bu yılda yine hep beraberiz deyip,
mutlu bir şekilde yeni günümüze başlıyorduk.
Tabi ben bu olayın yıllarca bu şekilde devam edeceğini
düşünüyordum. En son Annemle beraber 2012
yılına hep beraber ailece girdik ama ondan sonraki her yılbaşı gecesi. Annemin
yokluğu bizim yeni yıl mutluluğumuzu 2012’de sabitledi, o yıldan sonraki yeni
yıl gecelerinde, yine ailece beraber oturup yeni bir yıla merhaba diyoruz ama
bir yanımız eksik şekilde, sabah kalkıyoruz yine kahvaltıya, masamızda yine bir
yanımız eksik şekilde kahvaltımızı yapıyoruz, herkes sadece maksat öğün olsun
diye önündeki çayı yudumluyor, kimi zaman o bir bardak çay bitmek bilmiyor ve
tabiri caizse soğuyor ama kimse birbirine belli etmese de, herkesin içinin
acısı halen ilk günkü gibi yanıyor ve o
çayın soğukluğu kimsenin umurunda bile olmuyor.
Annemsiz bir yıla daha giriyoruz, Yine ailece oturup bir şekilde
sabah edeceğiz ve yeni bir yıla sahte bir gülümsemeyle hoş geldin
diyeceğiz. O an aklımızda olan tek şey, yeni
yılın tarihinin 2017 olması değil. Aklımızda olan nemi? Annemsiz geçen yılların
sayısının artması, Annemsiz geçen yılın sayısı tam beş yıl olmuş olacak.
Siz, siz olun kim ne derse desin, yeni yılda eksik bir
yanınız yoksa onun kıymetini bilin ve sabah uyandığınızda eksiksiz yeni bir yıla
merhaba dediyseniz asıl yılbaşı piyangosunun talihlisi sizlersiniz. Eksiksiz bir
şekilde ailece geçireceğiniz nice mutlu
seneler dileğiyle….